Okumak
Okumak Ve Tüketmek-1 Hangi kitabı, neden, nasıl, ne sürede okumalıyız soruları, her birimizin zaman zaman zihninde gezinen sorulardır. Çoğumuz tam anlamıyla aç kurtlarız. Hem o kadar açız ki, elimizden gelse, sürahiden süt döker gibi, kafatasımızı açıp içine kitapları aktaracağız. Ama bu mümkün olmadığı için, biz de bari gözümüzü doyuralım diye
Dr. Aidin Salih hanım; -Kuran okunan yere erzak koyun! derdi. Suya şifa ayetleri okuyun,Kuran okuyun alın size doğal antibiyotik,canlı hücreli,anne nefesi değmiş gibi Çünkü kişi, iman gücünü yükselttikce manevi mizacı tüm hücrelerine galip olmaya başlar.. Manevi haliniz güçlendikçe; geçmişiniz,sıkıntılarınız,bunalımlarınız siliniyor
Reklam
Sen gideli bende özde kalmadı Her zaman yüreğim yanıyor abim Düşündükçe aklım çıldırır gibi Yokluğun çok zormuş,zormuş be abim Sazların duvarda asılı kaldı Telleri paslanıp miadı doldu Akordu tutacak gücü kalmadı Sanki beni sök at deyiyor abim Nasıl geçti bu yılları bilmedim O sesine o sazına doymadım Yüregim üstüne kara bağladım Hep ağlıyor içim
Okumadığım kitapları gördükçe moralim bozuluyor. Bu duyguyu size nasıl anlatsam bilemiyorum. Düşündükçe canım sıkılıyor. Çoğu kitabın okumadan, çoğu yeri gezmeden, çoğu filmi izlemeden vb. ölüp gitmek . Çok eksikle gidecez bu dünyadan . Bir şansım olsaydı bu dünyada ki sanatla ilgili her şeyi okuyup,izleyip ,gezmek olurdu.
Haram şeylerin düşünceleri kalbi hasta yapar...
Kalbin kendinde hiç düşünce yoktur. Ona, aklın ve nefsin ve his uzuvlarından dimağa ve dimağdan kalbe ulaşan haram şeylerin düşünceleri gelerek hasta yapar. Kalbi bu hataralardan kurtarmak güçtür. Bu düşüncelerden kurtulursa, Allahü teâlâyı hatırlar, düşünür. Yani kalp, hiç düşüncesiz kalmaz. Kalbin hataralardan kurtulması Allahü teâlânın ismini çok söylemekle veya bir Veliyi severek görmek ile olur. Bir Veli bulamazsa, ismini işittiği bir Velinin hayatını okuyup öğrenir. Onu çok sever. Hep onu düşünür. Bir Veliyi görmek, Allahü teâlâyı hatırlamağa sebep olacağı, (Onlar görüldükleri zaman, Allahü teâlâ zikir edilmiş olur) hadîs-i şerifi ile bildirilmiştir. Bu hadîs-i şerif, (İrşâd-üt-tâlibîn), (İbni Mâce), (Ezkâr) ve Abdülhakîm efendinin (Râbıta-i şerife)sinde ve Dost Muhammed Kandihârînin onbirinci mektubunda vardır. Bir insan, kendisine İslâmiyeti doğru olarak öğreten, kendisini dünya ve ahirette felâketlerden kurtaran, ebedî saadete kavuşturan vesileyi görerek veya kitaplarından tanıyarak, onu canı gibi sever. Onu görünce, göremezse, severek düşündükçe, Resûlullahtan ona gelen feyzler bunun kalbine de akar. (Makâmât-ı Mazheriyye), 74. cü sahifesinde diyor ki, (Mükerem hân öleceği zaman, başına Ubeydüllah-ı Ahrârın takkesini koydular. Onu alın! Yerine üstadımın külâhını geçirin! Çünkü, beni saadetlere kavuşturan odur, dedi). Düşünülen şeklin, Velinin tam kendisi olması şart değildir. Her gün, sabah ve akşam gözleri kapatıp, beş-on dakika aynı suret düşünülürse, bir müddet sonra, bu Velinin ruhu, o surette görünerek, rüyada olduğu gibi, konuşmağa başlar. İhsanlarda bulunur.
Lütfen zaman ayırıp, okuyup olumlu olumsuz eleştirilerinizi yazar mısınız? Sunum yapacağım. Eksiklerim varsa tamamlamak isterim. Ortaokul kitlesine göre değerlendirseniz sevinirim. DÜNYA NE KADAR BÜYÜK Dünya ne kadar büyük... Bu dağlar taşlar ne için bize bu kadar büyük gelmekte? Biz insanların küçüklüğü ve açgözlülüğüdür dünyayı küçülten.
Reklam
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.