Meşe ağacı olsam bir dağın yamacında,
Sincaplar koşup oynasa dallarımda,
Ardından palamutlarımı toplayıp gömseler,
Tilkiyi görünce kovuktaki yuvalarına girseler,
Ceylanlar gölgemde dinlenip çayıra uzunca baksa.
Karşı köyün çocuklari dallarıma çıkıp denizi seyre dalsa,
Zamansız mekansız masallar anlatsalar birbirlerine.
Kimisi palamutlarımdan oyuncak yapsa,
Kimisi altın sarısı yapraklarımı toplasa,
Onlar gidince göçmen kuşlar mola verse dallarımda,
Başkaları çığlık çığlığa uçsa üzerimden,
Usul bir hışırtı ile karşılık versem onlara,
Ordan geçenler duysa sesimi, bir hoş olsa içleri.
Sonra durup göğe doğru kollarını açmış dallarıma baksalar.
Gözlerindeki sevinç içlerindeki hüznü bastırsa.
Ve sonra devam etseler yollarına, vakur bir huzurla.