Bir ruh sağlığı çalışanı olarak mutluluğun fetiş bir kavram haline getirilmesi, özellikle son yıllarda artan bu mutluluk düşkünlüğü fazlasıyla ilgimi çekiyor. Tabii ki herkes mutlu olmak ister. Ama yaşam amacımız sadece mutlu olmak mi? Aslına bakarsanız sanıldığının aksine terapi süreçleri de böyle bir amaca hizmet etmez. Mutlu bir insan olmanın
Geçerken uğradım şeysi :♡
Ben uyuyacağım 😶‍🌫️🙈🥱 Size iyi oturmalar ve iyi tatiller dilerim 🌱🍀🤍 Son kalan beğenileri yapıp çıkarsa mutlu olurum 🤗😇🤗 Sevgiler 1< 🤗
Reklam
Popüler kültürün büyük bir amacı var: İnsanın kendisini merkeze alması ve geri kalan her şeyi dekor olarak görmesi... Bunu da başardılar. Çünkü selfie refleksiyle farkında olmadan güzel şeylere hep sırtımızı dönüyor, hayata bakış açımızı da en öne hep kendimizi alacak şekilde oluşturuyoruz. İşin kötüsü başkalarının acılarını da kendimize fon yapıyoruz bugünlerde. Gazze’yle ilgili paylaşım yaparken, “Öyle bir şeyler yaz ki insanlar ne kadar duyarlı olduğunu düşünüp seni takdir etsinler” diyen o çirkin iç sesten kurtulamıyoruz. Anneler günüyle ilgili bir paylaşım yaparken, ne kadar ideal ve iyi bir evlat olduğumuzu ispat etmeye çalışıyoruz. Çocuğumuzun doğum gününden fotoğraf paylaşırken, hangi fotoğrafta güzel çıkmışsak, onu seçiyoruz. Beğenilme arzusu öyle bir gelişip palazlandı ki insan olmanın gerektirdiği bütün duyguları zincirle kendine bağladı. Bizim dışımızda her şey, kendimizi ön plana çıkarmak için hazırladığımız sahnenin dekoru haline geldi. Acı, üzüntü, mutluluk, dostluk, aşk… Hepsi çeşitli etiketlerle, donuk bakışlı vitrin mankenlerinin üzerinde sergileniyor. Hiçbir duygu yaşanması gerektiği gibi yaşanmıyor. Çünkü kendisine âşık olan insanın gözü, kendisinden başka bir şey görmüyor. Sözlüklerde berbat bir hayat yaşayan “bencil” sıfatı da yeni imajı ve makyajıyla aramızda daha rahat dolaşıyor artık. Kişisel gelişimcilerin de desteğiyle selfie çubuğunun ucunda hayallerini yaşıyor. Salih Uyan
KIRIK DÖKÜK HİKAYELER
2-KÜÇÜK BİR HATA BÜYÜK BİR CEZA Eskisi gibi aşkla bakmıyor. Bir şeyler olmuş ama ne olduğunu bir türlü anlayamadım. Son bir haftadır huyu suyu davranışları değişti. Sevgiyle bakan gözlerinden nefret ateşi fışkırıyordu. Yüzüme bakarken boka bakar gibi tiksindiğini fark ediyorumdum. Peki ama neden? Gayet güzel giden ilişkimize ne oldu? Onu
İnsan hayatı Küsuratlardan ibarettir Hep bir arta kalan zaman Cepte son metelik Denkleştirip bir yemek Buluşmalar bile tam gün sürmez Ya bir kahve içimi Şanslıysan çay Uzun yemekler yenmez Zamanı bozdurup pay etmek gerek Yani küsürat Hayatımızın matematiği Pek az kimse Bütünün keyfindedir Mesela Ben değil' Ya sen,?? #AlengirlicüMleler #
Bahane'm
... Geriye kalan yalnızca oydu Çoğunu yitirdiğim hayatımda Sevmeyi ondan öğrendim Yarım bırakmamayı Son ana kadar beraber olmayı Aslında Yaşamayı ondan öğrendim Tıpkı ölmeyi öğrendiğim gibi levladergi.com/edebiyat/siir/b...
LEVLA DERGİ
LEVLA DERGİ
Reklam
1.000 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.