Türkiye Cumhuriyeti
20. Yüzyılda Osmanlı'nın elinde sadece Anadolu kaldığı zamanlarda 1. Dünya Savaşı başlamıştı. Dünya, Osmanlı'ya "Hasta Adam" diyordu. Ekonomi, eğitim, askeriye bitikti. Borç yatağında debeleniyordu Osmanlı. Sonra, Anadolu birden istilaya uğradı. Dört bir yanımızı işgal etmişlerdi. Yunanistan, İtalya, Fransa, Rusya, İngiltere! Ve daha
“Yağmur ve Fransızca” şiirin hikayesini şöyle anlatır Haydar Ergülen : 19 Mayıs Ortaokulu’na 1968 yılında başladım.Büyüyünce ‘edebiyatçı’ olmak istediğim için de yabancı dil olarak Fransızca’yı seçtim. Benim gibi isteyerek Fransızca’yı seçen bir sınıf arkadaşımla kısa sürede iyice yakınlaştık.Adı Şahin’di arkadaşımın sağ gözü görmüyordu,takma göz
Reklam
Mehmet Kanar
"Eski Türkçe, Osmanlı Türkçesi dediğimiz dil, üç buçuk dilden oluşuyor. 1. Farsça. 2. Arapça. 3. Türkçe. 4.Buçuk: Eski Anadolu Türkçesi. Osmanlı Türkçesini kimse küçümsemesin. Atatürk'ün Nutk'unu seksen milyonluk nüfus içinden bir milyon kişinin anladığından emin misiniz? Seksende bir iyi rakamdır."
Nurullah Kunter'in Son Ders Konuşması
"Arapça bir terim yerine türkçesini koyabilirsiniz. Fakat arapçası ile başka, türkçesi ile başka kavramı ifade yolunu tutmamalısınız. Bunun yanlışlığını, onları yabancıdile çevirirseniz kolaylıkla görebilirsiniz. O iki kavramın yabancı dillerde farklı iki karşılığı vardır. Halbuki sizin arapça teriminizin de onun türkçesinin de yabancı dillerde karşılığı aynıdır, yani tektir. Demek ki farklı iki kavramı ifade için, dilimizde de, ikisi de arapça veya türkçe veya biri arapça diğeri türkçe olabilen, fakat herhalde farklı olması gereken iki terime ihtiyaç vardır." Nurullah Kunter, "Hukuk", "Muhakeme Hukuku", ve "Ceza Muhakemesi Hukuku", (Kürsüde Son Ders), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt 45, Sayı 1-4 (1979-1981) : DOĞUMUNUN 100.YILINDA ATATÜRK'E ARMAĞAN, s. 799
1-Hakim saçı sakalı uzamış Necip fazıl üstada "maymuna dönmüşsün Necip" demiş. Necip fazıl yüzünü duvara çevirip: "şimdi de duvara döndüm" demiş. 2-Üstad Necip Fazıl Kısakürek bir gün konferans verirken salonda bulunanlardan birisi kürsüye salatalık fırlatır. Salatalığı eline alan Necip Fazıl salondakilere dönerek: "-
Prof. Sabri Şakir Ansay'ın Ardından
"Dilci idi; Dil Kurumu'nun faaliyetini yakından takip ederdi. Bu kurumun haysiyet kurulu üyesi bulunuyordu. Bütün yazılarım öz türkçe olarak yazmakta devamlı bir itina gösterirdi. Bu, bazan da kendi zararına oluyordu." Gürsoy, Kemal Tahir, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 19, Sayı 1, 1962, s. 15
Reklam
903 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.