Varlık, sürekli bir değişim ve genişleme halindeyken mutlak ruh sabittir. Teknik olanaklar ve malzeme çağa göre farklılık gösterirken ulaşmaya çalıştığımız ebedi tasavvur kusursuzdur ve bizdeki algılayış kemale ererek derinleşir. Bu yüzden teknik tercih ve üslup ne olursa olsun sanat yapıtı bir ruhun, köklü bir geçmiş çekirdeğinin etrafında
Kondu dil milkine aşkın ey peri cânum gibi
Oturup tahtına hükm itdi Süleymânum gibi
Bağlarum başına gamzen şöyle neşter urdu kim
Ayn-ı çeşmümden bu dem hûnâb akar kanum gibi
Aşkının derdine dil ol hadde mûnîs oldu kim
Almak içün cân virür derdini dermânum gibi
Gönlünü târâca virür bu Harîmî’nin şehâ
Dağıtan aklını ol zülf-i perîşânum gibi
Harimi
(Şehzade Korkut)
Taraça ya da balkon, ayak bastım
Her şeyin bilindiği tam yere,
Uzun zaman bekledim, bedenimden utanarak
Günlük güneşlikti ve yaklaşıyorduk.
Evet, geceydi gelen kadın kılığında
Titreyen, güneşte keklik gibi,