‘’ İlim Çin'de değil parmaklarımızın ucunda, buna rağmen peki dünya neden bu bilgi zenginliğinde, kolaylığında mükemmel insan olması gerekirken gitgide kötüye gidiyor? ‘’ diyen Sadiye Hanım, bize bildiklerini aktarıp kötülüklerden uzak tutmaya çabalıyor. Hem de bir anne kalbinin sıcaklığında.
Bunca yıllık hayat tecrübesi ve heybesine doldurduklarıyla yoluna devam eden Sadiye Hanım, okuyanı hiç sıkmadan hem tecrübelerini hem düşüncelerini hem de tasavvufi bilgilerini aktarıyor. Yer yer iliştirdiği özlü sözler yazdıklarını daha anlamlı kılarken, kullandığı kelimeler bile okuyanın içini ısıtıyor. Kalemi yalın, dili akıcı ve üslubu şefkat dolu. Yazdıklarını da kimseyi incitmeden yazmaya çalıştığına adım gibi eminim. Üstelik bazı tasavvufi eserler gibi okuyucuya dikte etmek yerine, kendinden ve peygamberden örnekler vererek kararı yine okuyucuya bırakıyor.
Kitabın daha teknik kısmına bakacak olursak ise 138 sayfadan oluşuyor eser ve Nesil Yayınları’ndan basılmış. Ve benim gerçekten en çok mest olduğum konu, hem içerisinde ki bilgiler çok değerli hem de yayınevi gerçekten özen göstermiş. Özen göstermek derken neyi kastediyorum, örneğin yazım yanlışı yok denecek kadar az, mizanpaj çok iyi ayarlanmış ve bazı yerlerde estetik görüntü elde etmişler. Bunlar da bir okuyucu olarak beni mutlu etti.
Dilerim ki kalemi daim, okuyucusu bol olur.