Gül yetiştiren adam, batılılaşma anlayışı altında nasıl da değerlerimizi yitirdiğimize değinen bir kitap. Anlamı hesaba katılmadan benimsenen değişimlere bakarken acı bir tebessüm hissettim yüzümde. Kitabın üzerinden geçen onlarca yıldan sonra değişimlerin misli misli çoğaldığını bilse ne hissederdi acaba güzel adam? Bir şeyleri kendimize alırken irdelememe daimi rahatsızlığımız galiba. İyi mi kötü mü, kime göre neye göre... Çok detay var ya neyse. Bu arada gelişime karşı olduğumu düşünmeyin, mesele görüp aldığımız her yeniliğin bizim için hayırlı olup olmaması. Böyle bir şeyler işte.
Eleştiri değil ama kitap eski kurallara göre yazıldığından bazılarını rahatsız edebilir. Gelmiycek, bakmağa vs. şeklindeki eski kurallardan bahsediyorum bu arada. Açıkçası ben yayınevi orijinal haline dokunmadığı için sevindim, normalde en ufak bir yazım yanlışını sevmiyor da olsam bunlar yanlış değil benim gözümde. Yine de söylemedi demeyin.