Rıhtımda oturup canının istediği her şeyin resmini yapabilirdi, üstelik görecek o kadar çok şey, çizecek o kadar yeni şekil, hafızasına saklayacağı o kadar çok yeni renk vardı ki. Öte yandan bazı şeyleri kağıda geçirmesi mümkün değildi, mesela kokuları, duyguları ve dokunmanın yarattığı hisleri. Bazı şeyler, sadece bir anlığına tadına varılacak “şimdiye ait” şeylerdi.