Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.32
KIRMIZI VE SİYAH-STENDHAL,473 sayfa
Yazar, 1830 yılında yayınlanan romanının konusunu gazetede çıkan bir yargılama haberinden almıştır.
Romanda Julien Sorel isimli bir gencin hikayesi anlatılırken bir yandan da dönemin Fransa’sının bütün kesimleri eleştirilmektedir.
Julien,akıllı ve ihtiraslı bir gençtir ve yükselme hırsı içindedir.Aynı zamanda gizli bir Napolyon hayranıdır,bunu da saklamaktadır.Yaşadığı bunalımlar,iki yüzlü hayatı,içten pazarlıklı halleri ile psikolojik sorunlarda yaşamaktadır.Bunlara sebep de yaşadığı iki büyük aşk ve sonunu getirememesidir.
İlk aşkını,mevki kazanmak hırsı ile belediye başkanı Mösyö Renal’in çocuklarına Latince dersleri vermeye başladığında kendisinden yaşça büyük başkanın eşiyle yaşamıştır.Madam Renal aşkı hiç yaşamamış bir kadındır ve yasak duygularla istemeden de olsa Julie’ye aşık olur ve bağlanır.Lulie bu aşkı kendini kanıtlamak ve zengin kesimden öç almak için kullanır. Dedikodular yayılmaya başlayınca bu görevinden ayrılmak zorunda kalır.
Julien, rahip olmak için bir manastıra yerleşir. Ancak gerçek hayatı bu manastırdaki yaşamında tanır.Yalan ve iftira,siyaset,entrika,her türlü nefret duygusunu buradaki rahip ve papazlarda görünce buradan da ayrılır ve Paris’e gider.Zengin ve soylu bir adamın sekreterliğini yapmaya ve Paris hayatını sevmeye başlar.Patronun kızının kendisine aşık olduğunu anlayınca asıl olaylar o zaman başlar….
Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek ~ Anita Felipova
.
Beyaz, siyah ve grilerle dolu bir kitap diyerek başlasam olur mu?
Hayatı sadece yaşadığı yerle sınırlıydı Bahar’ın. Artvin Şavşat’ta yaşayan lise son sınıf öğrencisi bir kızla tanışıyoruz. Sınıfta yapılan üniversite gezilerini bilirsiniz. İşte onlar da kendi dünyalarından çok daha farklı bir yere,
312 syf.
·
Puan vermedi
Bir portre yazmak, sanıldığından daha zordur. Çünkü o kişiyi duygusal tarafınızla anlatırken, yazıyı bilgiyle de desteklemek zorundasınız. Ansiklopedi maddesi gibi yazamazsınız, o yazıya ruh ve edebiyat katmalısınız. Kişisel hatıraların dışında herkesin ilgilendiği konu ve olayları etraflıca anlatabilmelisiniz.
Böyle bir kitabı yazmak fikri bende
Adını ordu üniformaları (kırmızı) ve Ruhban Sınıfı cüppelerinin (siyah) renginden alan kitap 1830 yılı yani 19. yy Fransa’sının Restorasyon Dönemi siyasal ve sosyal yapısını gözler önüne seriyor.
Zeki ve hırslı Julien Sorel kerestecinin oğludur fakat yükselme uğruna ikiyüzlülük yaparak toplumda yer edinmeye çalışıyor, kendi düşünce ve duygularını hırsı uğruna kimseye belli etmiyor. Fakat işler istediği gibi sonuçlanmıyor.
Not:Farklı yayınevinden tercih ederseniz daha keyifli bir okuma yapacağınızı düşünüyorum.
Halk çocugu , Napolyon aşığı ve papaz adayı Julian Sorel'in iki yüzlü hareketleri,ne istediğini bilmeyen, kibirli,duygusuz ve içten pazarlıklı halleri,inişleri ve çıkışlarıyla yaşadıklarını anlatan psikolojik roman. İlk okumaya başladığımda yarım bıraktığım ama bu sefer zor da olsa bitirdiğim bir kitap.
Bize göre beyazın Karşıtı siyah ama Japonlara göre kırmızı.
Yazarın Anlatımındaki inceliği anlayamanların dramatik incemelerine kulak asmayın.
1900’lerin başlarında Japon gelinlerin Amerikaya yola çıkışıyla gelişen olaylar, bir kaç sayfa sonra yüzlerce kişinin hikayesine dönüşüyor.
Onlarcasının başından geçenleri bir anda duyuyor, her cümlenin altında eziliveriyorsunuz.
Bazen Japon gelinleri, bazen amerikalı kocaları, bazen japonlara karşı amerikalıların hislerini okuyorsunuz. Çok dilli anlatım tekniğiyle mükemmel bir örüntü içinde buluyorsuz kendinizi.
Göçmen olmak, yeni bir yurt aramak ve bu ara da vatanı özlemek…
Her coğrafya da birçok kez yaşanmış bu hikaye japonlar için işlenmiş bu sefer.
Duygulanarak okudum, savaşın bir kazananı olmaz ama kaybedenleri çok olur.
İyi Okumalar.
İlk defa bir başkahramandan nefret ettim. Tam bir ikiyüzlüydü. Kendisi gibi davrandığı bölümleri tekrar okuma ihtiyacı duyuyordum. Ve tabi Madam de Renal'i asla hak etmedi.
İlk psikolojik roman olması sebebiyle ayrıca önemli bir eser. Stendhal'ın müthiş gözlem gücü realizmle de birleşince ortaya harika bir roman çıkmış.——
Selam. Haruki Murakami'den okuduğum ikinci kitap oldu Doğum Günü Kızı. 68 sayfa fakat illüstrasyon çalışmalarının da bulunmasıyla daha da az sayfa okumuş oluyoruz.
İllüstrasyonda koyu-açık kırmızı, pembe tonları tercih edilmiş daha önce okuduğum "Uykusuzluk" kitabı da aynı şekilde illüstrasyon'un olduğu fakat onda sadece siyah rengi hakimdi. İki kitapta da renklerin uyumunu ve çizimlerini çok beğendim.
Doğum günü, her insanda sanki o günün kendisine tahsis edilmiş gibi hissetmesine neden olur. Doğduğumuz anın bizim ve sevdiklerimiz için özel olduğunu biliriz.
Yazar, doğum günü temalı bir seçki hazırlamak ister. Seçkinin kısa olduğunu düşünüp kendi de bir öykü yazmış ve eklemiştir.
İşte bu öykü Doğum Günü Kızı ortaya çıkmış.
20. yaşını çalıştığı bir restoran da garson olarak geçiren genç kız, patronuna yemek götürmesiyle kısacık bir an yaşanıyor. Doğum günün olduğunu öğrenen adam onu kutladıktan sonra bir dilek dilemesini ister.
Dilek dilenir fakat genç kızın ne dilemiş olduğunu öğrenmeyiz.
#kitapalıntıları :
"Doğum günün kutlu olsun" dedi yaşlı adam. "Küçük hanım, yaşamın başarı, refah ve bereketle dolu olsun. Hiç kimse yaşamına en ufak bir gölge düşüremesin."
"İnsan ne dilerse dilesin, ne kadar uğraşırsa uğraşsın, önünde sonunda olup olabileceği kendisinden başka biri değildir."
