Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
o kadar akıcı bir dili var ki kitap hiç sıkmıyor kitabın kalın olması dikkatimi çekmişti :) elime alıp okuduğumda mizaha yer vermesi cidden büyük bir ihtiyacı gidermiş oldu büyük aşıkların kavuşmasını diliyorum :)
İ promessi sposi/ Nişanlılar
İtalyan edebiyatının dev yazarlarından A.Manzoni 1821 yılında baş karakterlerin de isimleri olan “Fermo ve Lucia” adında bir kitap yazar. Daha sonra yaptıgı düzenleme çalışmalarında adını da değiştirip “İ promessi sposi” yani “Nişanlılar” der kitabına.
İki kahramanının yaşam ve aşk serüveninden kalkarak 1630 lu yılların Lombardia bölgesini kaleme alır. O yıllarda Lombardia’da İspanyol egemenliği vardır. Romanın içeriğini en iyi şu cümleyle özetleyebiliriz; Tarih içinde roman, roman içinde tarih.
Kitap ilk bakışta uzunluğu ve yazıldığı dönem itibariyle okunması zor bir eser gibi görünse de gerek çevirmenin başarıyla kullandığı dil gerek konunun akıcılığı bakımından zevkle okunabilecek bir kitap.
Muazzam bir serüvendi doğrusu. Tarihi roman okumak zor iştir, cesaret ister. Hele ki yaklaşık 800 sayfalık ta uzak diyarlardan birinde geçen kalınca bir tarihi romana merak salmak, sonu çoğunlukla bıkkınlık veren anlaşılmazlıkla bitecek, zorlu bir yolculuk anlamına gelebilmektedir. Fakat Nişanlılar daha ilk sayfalardan beni kendisine bağlamayı başardı. Yoğun tempolu geçirdiğim bir dönemde elime almış olmama rağmen ve hatta birkaç hafta gibi uzunca bir süreye yaymış olmama karşın epeyce keyif aldığım bir roman oldu. Bir arkadaş şöyle demiş: "Özetle tarih içinde roman, roman içinde tarih işlenmiş" diye. Tabii söyleme biraz kendi yorumumu katmışsam da oldukça yerinde bir tespit bu. Sıkılmadan diyemeyeceğim, bazen sıkılmanın ötesinde bunalarak okuyacaksınız, fakat sizi fazlasıyla memnun edecek ve ağzınızı unutamayacağınız bir lezzetle tatlandıracak bir roman deneyimi sunacağından emin olabilirsiniz. Özellikle İletişim Yayınları'nın 2016'da yaptığı ilk ve tek basıma hayran kaldım. Okuduğum çeviri kitaplar arasında sanıyorum en iyi çeviri bu kitaba mahsus olsa gerek. Yanılmıyorsam Çevirmen Nejdet Adabağ isminde bir ağabeyimiz. Kısacası; ülkemizde ne yazık ki pek değer görmese de, doğduğu toprakların adeta mesnevisi sayılan bu "şaheser"i mutlaka okumalısınız. Ayrıca Ortaçağ karanlığı ve Büyük Veba Salgını dönemini adeta yazar gözler önünde canlandırmış romanda. Tarihe kurgulanmış bir yaşam öyküsü üzerinden şahitlik etmek elbette keyifli olacaktır. İyi okumalar! :))
Bu kitabı okumaya başlamadan önce İtalyanca dilinde (Toskana Lehçesi) yazılmış ilk tarihi roman olma özelliği taşıdığını bilmek faydalı olacaktır. Manzoni'nin hayat hikayesi incelendiğinde kendinden yansımaların da yer aldığı Nişanlılar romanında, Renzo ve Lucia isimli birbirini seven fakat kavuşmak için zorbalıklar, kıtlık, ayaklanmalar, veba
Nişanlılar.
Genel olarak güzeldi. Yazar roman içinde tarihi bilgiler vermek, bazende hristiyanlık dini kapsamında öğütler vermek için konunun dışına çıkıyor ve bu biraz sıkıcı olabiliyor. Bunuda açıkça söylüyor zaten sıkılabilirsiniz diye. Bazı yerlerinde romandan soğuduğum oldu. Koronavirüs günlerinde Veba salgınından bahsetmesi ilgi çekici geldi. Günümüzde de 1600lü yılların italyasından beri değişmeyen birçok şey olduğu anlaşılıyor. İtalyayı ve tarihi romanları sevenlerin okumasını tavsiye ederim.
İtalyanca yazılan ilk tarihi roman olan Nişanlılar, gözden kaçmış ama kesinlikle okunması gereken bir klasiktir. Renzo ve Lucia’nın aşkı hem sizi etkileyecek hem de başlarına gelen olaylar sinirlerinizin yerinden oynamasına sebep olacaktır. Veba, Katolik inancı ve 18. Yüzyıl İtalya’sını okurken Manzoni’nin kalemine ve zekasına hayran kalacaksınız. İlk başlarda pek akıcı olmasa da kitabın sonunun nasıl geldiğini anlamayacaksınız bile.
Müthiş akıcı buldum.Daha önce italyan edebiyatı okumamıştım.Bu sebeble kitaba biraz ürkerek başlamadım desem yalan olur.Tarihi olaylar,karakterler,elbette kilisenin ve güçlülerin gücüyle aynı zamanda ezilip hor görülen çaresiz halkın koşulları ve ruh hâlleri oldukça başarılı aktarılmıştı.Su gibi okunacak kitaplar arasına rahatlıkla konulabilir.Ayni zamanda 672 sayfa olması okuma şölenine yeni katılan arkadaşları hiç korkutmasın.Çünkü yazar bölümleri öylesine ustalıkla ayırmışki sizin kitaptan herhangi bir sebeble kopmanıza izin vermiyor.
Manzoni 1785-1873
Eser : 1827
Olaylar: 1628
Manzoni, Lucia ve Renzo adlı iki gencin aşk hikayesi üzerinden 17.yy İtalya’sını detaylı bir şekilde kaleme almış. Eserine Monza Rahibesi, Adsız ve Kardinal Federigo Borromeo gibi gerçek hayattan karakterleri de karıştırırken , kendinin de benimsediği katolikliği överek hikayeler üzerinden çok hoş dini ve ahlaki dersler vermiş.
Avrupa’nın Otuzyıl savaşları, kıtlık dönemi, soyluların zorbalıkları, perçemliler, Milona’daki Veba Salgını, Kapusin rahiplerinin veba sırasındaki özverili çalışmaları hepsinden bahsetmiş.
Manzoni ekmeğin bulunamadığı , kıtlık ve salgın zamanlarını anlatmasına rağmen eser boyunca hep iyimserlik ve umut hakim . Araya giren Perpetua, Don Abbondio gibi karakterle de okuyucuyu neşelendiriyor.
Kolay okunan tarihi romanları sevenler için ideal bir eser. Ayrıca 1001 kitap listesinde.
Spoiler—-
Renzo’nun karnını doyurduktan sonra sadece bedenini değil , ruhunu da doyurmaya ihtiyacı olduğunun farkedip tereddüt bile etmeden son parasını ihtiyacı olanlara vermesi , Milano’ya girerken bulup aldığı ekmeklere karşılık , daha sonra karşılaştığı çoçuklu anneye elindekini geri vermesi, sevgisindeki kararlılığı, Lucia’nın adak yemini , sonra tövbesi ve karantinadaki bebek hastanesindeki keçiler çok güzel detaylardı.
Rahip Cristoforo , Kardinal Federigo, Gertrude’ nin roman içindeki hikayeleri ile zenginleşen eserde Adsız’ın değişim ve dönüşümü harikaydı.
Emare
Bahsi geçen olay silsilesinde rahiplerin davranışları, hristiyan sevgisinin çevrelediği yürekler okurun ilgisini sürekli canlı kılmaktadır. Ey Cristoforo diye avazınız çıktığı kadar bağırıp sabrın ince ve fevkalade yorucu yollarında caka satıyorsun demek geliyor içinizden. Manastıra kapanıp ulvi hazlardan kendini mahrum eden rahibenin canı cehenneme demekten kendimi mahrum edemeyeceğim. Heyhat! Renzo ve Lucia aşkına...
Edebiyat namına kaliteli bir eser bitirmenin mutluluğundayım.
Hikaye 1629 yıllarda geçen; 2 gencin aşkı üzerinden dönemin İtalya’sına götürür bizi. Katolik inancının savunucusu olan Manzoni’nin din ile olan ilişkisini, üst kesim ve din adamları arasındaki ahlaki ilişkiyi gormekte olduğumuz romanda açlık, savaş , veba gibi konular çok akıcı bir dille anlatılmış. Tarihi bir roman olması kesinlikle okumada zorluk yaratmıyor.
Erkek karakterin, vebalı anne cocukları gorduğu kısım vardı orası özellikle beni cok etkıledı. Yaşadıgımız dönemi çağrıştıran kısımlar oldu.
Kimi okuyucu klasik kitapların çok fazla aşk teması üzerinde durmasından haz etmıyor.Kimi okuyucuyu da uzun tarihi anlatımlar ,betimlemeler sıkıyor. Manzoni 2 konuyu homojen olarak öyle güzel yedirmişki hiç hissettirmeden okutuyor.
Kişisel olarak şunu belirtmem gerekir; bir kitap 5 günün üstünde benimle beraber ise ben biraz kopmaya başlıyorum kitaptan. Nişanlıları da aslında cok merak ile okusamda arada acaba oku oku bitmiyor mu dediğim zamanlar oldu.
Edebi anlamda , iyi klasık okumak anlamında muazzamdı. Ama beni duygusal olarak yakalayıp bu karakteri unutmayacagım veya günlerce kitabın etkisinden cıkamam dediğim bir durum da yaratmadı.
Kısaca cok sevdım ama enlerimde ve unutulmazlarım da değil.
Sonsöz ayrıca güzeldi ,yazar ile ayrı bir bağ kurdum.
Herkese iyi okumalar