James C. Davis’in tarihçi ve akademik dilin anlaşılmazlığından kaçan okurlar için yazdığı “İnsanın Hikayesi: Taş Devrinden Bugüne Tarihimiz” elden bırakmakta zorlandığım “enfes bir roman” tadında. Antropoloji, sosyoloji, arkeoloji, felsefe ve diğer dallardan -ne yazık ki “sanat” yok içinde- yararlanarak, Afrika Kıtası’ndan, diğer kıtalara yayılan insanlığın tarihini ele alıyor.
İnsanın Hikâyesi’nde, kitabı görür görmez çevirmenin “Barış Bıçakçı” olması sevindirdi, öte yandan şaşırttı; çünkü kendisinin çevirmen kimliğinden habersiz idim ve çevirdiği kitaplardan da okumuş değilim, ilkti ve su gibi akan, tertemiz bi’ çeviri yapmış. Bu eseri diğerlerinden ayıran özelliğin kolay okunabilir olduğunu söylemiştik, diğer ayırt ediciliği de: başlık şeklinde yazılmış olsa dahi, kronolojik sıra ilerliyor olması. Bana göre en güzel yönü, tarihi olayları anlatırken, anlamını bilmediğimiz kelimelerin içeriğini açıklaması -Sputnik: Yol Arkadaşım, Mathatma: Yüce Ruh- veya Yahudi Soykırım’ı olayı anlatılırken, Otto Frank’ın kızı Anne Frank’ın günlüğünü nasıl ve hangi şartlarda yazmış olduğu gibi ayrıntılar inanılmaz keyifli -maalesef yaşayanlar için değil. Her kütüphanede olması gerekenlerden; geçmişten günümüze nasıl süreçlerden geçtiğimizi anlamak ve bilgileri güncellemek adına çok iyi kaynak.