İmam Musa Kâzım'ın İmâmet Fahh Şehidi: Hüseyin Bin Ali
İmam Musa Kâzım siyasi olaylara aktif olarak katılmıyor, ama Abbasîlere karşı girişilen kimi hak arayışlarını da el altından destekliyordu. Fahh bölgesinde meydana gelen olaylarda İmam Kâzım'ın bu tavrı net olarak görülmüştür. Abbasî halifelerinden Hadi, yönetimi ele aldıktan sonra Şiîlerin yoğun olarak yaşadığı Fahh bölgesinde büyük baskılara girişmiş, halkı bezdirmişti. Nihayet Fahh bölgesindeki Şiîler Hz. Hasan'ın soyundan gelen Hüseyin bin Ali'nin liderliğinde kıyam ettiler ve kısa sürede Medine'yi aldılar. Ancak Hüseyin'in bu başarısı uzun sürmedi ve başı kesilerek Abbasî halifesi Hadi'ye gönderildi. İmam Kâzım'dan tehlike hisseden Hadi, Hüseyin'in İmam Kâzım'ın emri ile başkaldırdığını söyledi. Ancak kadı Ebu Yusuf "Ne Musa bin Cafer ne de onun ailesinden biri halifeye karşı kıyam etmenin doğru olduğuna inanmıyor" diyerek Hadi'yi sakinleştirdi. Halbuki Imam Kâzım, Hüseyin bin Ali'nin kıyamını başından beri desteklemiş, şehit olduğunda da onu övmüştü.
Sayfa 97 - KRİPTOKitabı okudu
İmam Musa Kâzım'ın İmâmet Zalime Yardım Yasak
İmam Kâzım zahiri hilafetin kendi hakkı olduğunu değişik vesilelerle dile getiriyor, aynı zamanda gayri-İslâmi yönetime yardım etmeyi caiz bilmiyordu. Rivayet edildiğine göre İmam Kâzım'ın taraftarlarından olan Safvan bin Mahran-1 Cemal, kendi develerini Harun'a kiraya vermişti. Bu işten İmam Kâzım'ın haberi olunca Safvan'a şöyle dedi: - Ya Safvan, bir işin dışında, diğer işlerin iyi ve güzeldir. - O işim nedir, ey Resullullah'ın oğlu? - Develerini Harun'a kiraya vermen. -Onun geziye çıkması, ava gitmesi ve benzeri işler için değil, Mekke yolculuğuna gitmesi için develerimi ona kiraya verdim. Üstelik kendim bile bu işe karışmadım, bu iş için hizmetçi tuttum. Develeri onlar getirip götürecekler. - Develerini ona kiraya vermen sence doğru mudur? - Evet. - Kira süresinin bitmesine ve develerini sana verinceye kadar onların yaşamasını, hayatta kalmalarını istemez misin? - Evet, isterim. - Onların yaşamasını, hayatta kalmasını isteyen herkes, onlar gibidir ve onların safındandır. Onlardan olan herkes de cehenneme gidecektir. Bu konuşmadan sonra Safvan, İmam Kâzım'ın tavsiyesine uyarak develerini sattı. Harun, bunun nedenini Safvan'dan sorunca ona şöyle cevap verdi: -Artık ben yaşlandım ve hizmetçilerim de bu işi beceremiyorlar Harun. - Develeri kimin emri ile sattığını biliyorum. Senin bu işi yapmanı Musa bin Cafer istedi. - Benim Musa bin Cafer'le ne alakam var? -Bu sözleri bir yana at ve beni aldatmaya kalkma. Andolsun Allah'a, eğer sen dürüst ve sadakatli birisi olmasaydın seni öldürürdüm.
Sayfa 99 - KRİPTOKitabı okudu
Reklam
İmam Muhammed Tâki'nin İmâmeti
İmam Muhammed Tâki, babası İmam Rıza'nın şehit edilmesinin ardından Allah'ın emri ve babasının vasiyeti üzerine imâmet makamına geçti. İmam'ın en meşhur lakapları “Tâki" ve "Cevad"dır. Künyesi ise "Ebu Cafer"dir. İmam Bâkır ile karıştırmamak için kendisine Ebu Cafer-i Sâni de denilmiştir. İbn-i Hacer Heysemi o hazretin hakkında şöyle yazmıştır: "Yaşının çok küçük olmasına rağmen ilim ve bilinçlilik bakımından bütün bilginlerden üstündü.
Sayfa 105 - KRİPTOKitabı okudu
İmam Muhammed Tâki'nin İmâmeti Tartışma
İmam Tâki Bağdat'ta devlet erkânı, bilginler ve halk tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Memun, kızı Ümmü’l Fazl’ı İmam Tâki ile evlendirmek istiyordu. Bu sırada İmam Tâki on beş yaşında bir çocuk olduğundan bu yaştaki birisine bu kadar ihtiram gösterilmesi birçok kişiyi rahatsız etti. Bunların başında en yüksek rütbeli kadı Yahya İbn-i
Sayfa 106 - KRİPTOKitabı okudu
İmam Muhammed Mehdî'nin İmâmeti Küçük Gaybet
İmam Mehdî, küçük gaybet döneminde kendine özel naipler atadi ve Şialarıyla olan bağlarını bu naiplerle sürdürdü. Bu naipler dört tane olup haklarında özet bilgi aşağıda verilmiştir. 1. Osman bin Said Ömer-i Saman: İmam Mehdî'nin ilk naibi olan bu zat, faaliyetlerini gizlemek için yağ alım satımı ile uğraşmış ve bu işte isim yapmıştır. Osman, İmam Mehdî'ye iletmesi gereken malları yağ kutularına koyarak o hazrete iletiyordu. Osman aynı zamanda İmam Nâki ve İmam Askerî'nin de yakın ve sadık Şialarındandı. 2. Ebu Cafer Muhammed bin Osman bin Said-i Ömer: Birinci naip Osman'ın oğlu olan bu zat, babası öldükten sonra İmam Mehdî tarafından bu göreve atandı. Halkla İmam Mehdî arasındaki bağlantıyı sağladı ve vekilleri kontrol etti. 3. Ebu'l Kasım Hüseyin bin Revh: Muhammed bin Osman öldükten sonra İmam Mehdî tarafından naipliğe atandı. İmam Askerî'nin ashabından olan bu zat, kendi döneminin önde gelen düşünürleri arasında yer alıyordu. 4. Ebu'l Hasan Ali bin Muhammed-i Semuri: İmam Mehdî'nin dördüncü ve son naibi olan bu zat, naiplik görevini üç yıl yaptı. Ali bin Muhammed'in ölümüne yakın İmam Mehdî ona bir mektup yazdı ve büyük gaybeti haber verdi.
Sayfa 120 - KRİPTOKitabı okudu
Şialığın Doktrinleşmesi ve Büveyhîler Büveyhîlerin Mirası
Mezhep olarak On İki İmam Şialığına mensup olan Büveyhiler, 945 ile 1055 yılları arasında Sünnî Abbasî halifelerini adeta bir kukla gibi kullandılar, ama bu kurumu ortadan kaldırmadılar ve hem de çıkabilecek iç karışıklıklar ile büyük tepkiler yüzünden böyle bir şey yapmaya imkân yoktu. Ayrıca Abbasî halifeleri, Büveyhîleri meşru hükümdar ilân
Sayfa 124 - KRİPTOKitabı okudu
Reklam
217 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.