Fakat bir insana, yanlışlıklarını ve kusurlarını bilmesi kadar hiç bir şey yardım edemez. İnsanın davranışlarının iradeden bağımsız olmadığını, her olayın sebep ve sonuç yasasına bağlı olduğunu savunanlar (deterministler) hiç de haksız değildirler. İnsanın ruhunda olup bitenleri ve bunları doğuran tesirleri anlayacak yüksek bir kabiliyete sahip olması, yani <kendini tanıması> sonunda, bu sebepliliğin ve tesirlerin de tamamen değişeceği şüphesizdir.
Şöyle bir sonuca varmak mümkündür: Bugün yetersiz eğitim şartları içinde gerçek insan bilgisini ancak «pişman günahkâr» tipinde görüyoruz. Böyle bir kişi, hayatın bütün aksayan taraflarını yaşamış ve kendisini bu durumdan kurtarmıştır, ya da çok yaklaşmıştır. Aynı zamanda bu kişi başkasının ruh dünyasını anlayacak kabiliyete sahip olabilir. Ama insanı en iyi tanıyan şüphesiz hayatın bütün acı ve ıstıraplarını yaşamış olan kişidir. Yaptıklarına pişman olan bir kişi, yalnız günümüzde değil, dinlerin gelişmesi boyunca binlerce doğrunun yanında çok daha değerlidir. Hayatın güçlüklerini yenebilen, kendisini bataktan çekip çıkaran güce sahip bir insanın, hayatın iyi ve kötü taraflarını bilen insan olabileceğini kabul ediyoruz.
Reklam
Bir insan için en güçlü olan şey, kendisini tanıması ve değiştirmesidir.
Ruh hayatının bütün görüntüleri bölünmez bir bütün içinde düşünüldükleri zaman insanın hayat yönü, hayatının modeli ve biçimi kavranabilir. Bir insanın çocukluk çağındaki gizli amacı ile daha sonraki yıllardaki amacı arasında bir benzerlik olduğuna inanıldığı zaman münferit ruh halleri hakkında bilgi edinilebilir. kısaca amaç bakımından ruhta bir değişiklik olmaz; şüphesiz ruhî hallerin sözle ifadeleri, somutlaşmaları, dış görünüşleri değişebilir, fakat asıl temelde saklı olan ve ruhu yöneten amaç ve dinamizm olduğu gibi kalır.
Meselâ, korkar, yalnız, güvensiz ve yalnız kalmak isteyen bir hastanın üç-dört yaşlarında iken de aynı ruh hallerine sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Sorunlardan kaçmak
"Tıpkı yetişkinler gibi, çocuk da rakiplerinin üstüne çıkmak ister. Eğer bu kriz anında çocuk engelleri aşabilme becerisine güvenmezse, karmaşık kaçınmalar ve komplike bahaneler ürerttiğini görürüz, bu da zafere olan gizli açlığını daha da bariz kılar. Bu şartlar altında amaç genellikle büyük sıkıntılardan kaçınma olur. Bu tür insanlar zorluklardan kaçar ya da sıvışarak hayatın gerekliliklerinden geçici de olsa uzaklaşır."
İnsanın yaşam üslubu değişti mi, anımsamaları da değişir, eskisinden farklı olaylar anımsanır ya da anımsanan olaylar eskisinden farklı yorumlanır.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.