Neden birbirimizle tanıştık?
Hangi rastlantı bunu istedi? Hiç şüphe yok, birbirine kavuşmak için akan iki nehir gibi, aradaki mesafeye rağmen, ikimizin de üstünden kayıp gittiğimiz inişler bizi birbirimize doğru itti.
"Madem öyle diyorsun, babamı ele alalım. O, ailenin reisi. Diyelim ki başka biri, Karanja ya da Bjuguna mesela, buze gelir ve onu ağırlarız. Bir süre sonra bu adamın babamı yerinden ettiğini ve kendini ailenin reisi yaptığını ve bizim mülkümüzü kontrol etme hakkını aldığını düşünelim. Sana göre, bu adamın ahlaki bakımdan bunu yapmak için herhangi bir dayanağı var mı? Peki ya sana göre Waiyaki? Ve ona itaat etmek üzerine düşünmemi gerektirecek bir durum var mı? Ve eğer şartlar dayanılmaz hale gelirse,yalnızca ona değil, aynı zamanda insafsız, haksız ve adaletsiz olan her şeye karşı isyan etmek benim hakkındır. Mesela Siriana Misyonunu ele alalım. Tanrı'nın adamları dost olarak gelmişlerdi. Onlara bir yer verildi. Şimdi ne olduğunu görüyoruz. Bütün toprakları almaları için kardeşlerini davet ettiler. Ülkemiz işgal edildi. Makuyu'nun gerisindeki Hükumet Evi, içimizdeki veba. Ve şu kulübe vergisi...."
"Ve Waiyaki bir anda sırtların ne istediğinin farkına vardı. Bir anda, insanların topraklarının alınmasından ötürü duydukları utancı, bu aynı topraklarda çalışmaya zorlanmalarının utancını, hakkında hiçbir şey bilmedikleri hükumete vergi vermenin aşağılayıcılığını daha önce hiç duymadığı kadar güçlü bir şekilde duydu."
"Hayat yalnızca tatmini olmayan arzulardan mı ibaretti? Yaşamak, insana asla huzur vermeyen vahşi bir hayvanı arayıp durmanın getirdiği tuhaf boşluktan mı ibaretti?"
Hiç şüphe yok, birbirine kavuşmak için akan iki nehir gibi, aradaki mesafeye rağmen, ikimizin de üstünden kayıp gittiğimiz inişler bizi birbirimize doğru itti.
Kadim kehanet; Kurtuluş tepelerden gelecek.Benim damarlarımdaki kandan, diyorum ki, aynı ağaçtan, bir oğul doğacak.Ve onun görevi insanlara liderlik etmek ve onları kurtarmak olacak!
“Dolayısıyla biz, neden birbirimizle tanıştık? Hangi baht bunu istedi? Bunun sebebi ikimizin de ruhunda yaşadığı bir takım inişlerin tıpkı birbirine kavuşmak için akan iki nehir gibi, aradaki mesafeye rağmen bizi birbirimize doğru itmesidir.”