–…Siz benim bir devremde erişilmez, elle tutulmaz bir tasvirdiniz; şimdi buruşuk bir kâğıtsınız! Okunabilecek tek harfiniz kalmamış lekeli bir kâğıt…
Sayfa 203Kitabı okudu
Isdırap çekmeyi, kol ve bel ağrısı biçiminde değil, kafa çilesi halinde ıstırap çekmeyi öğreniniz! Yüzde doksanınızı kuklalaştıran ve cambazhanesinde oynatan bu felâketler diyarında, yüzde onunuzla vatan dâüassılâsı çekmeye bakınız! O dâüssılâyı da yüzde onunuzun binde biriyle olsun, bugünkü vatan değil, rüyasını gördüğünüz gerçek vatana bağlayınız!
Sayfa 207Kitabı okudu
–Anadolu çocuğu, hakikatten ve öz vatanından tam birbuçuk asırdan beri gurbette…
Sayfa 206Kitabı okudu
Dünyaya niçin ve ne yapmaya geldiğinin ve nereye, ne olmaya gidildiğinin hesabını verememek aczi…
Sayfa 197Kitabı okudu
Rahmet kapısını açan günah mı? Evet ama usûl değil. Rahmet kapısını açık tutan ibadet mi? Evet ama cepte keklik değil. Allah'tan hem ümidi kesmek küfür hem de emin olmak, kendisini emniyette bilmek.
Ya sonra?.. Güya olgun genç çağındaki hali?.. Bütün dünya aptal ve yalnız kendisi akıllıdır. Nasıl olmuştur da, 20 asırlık tarih ve insanlık, kendisinin dünyada bulunmadığı devirlerde güdülebilmiş, idare edilebilmiştir?
Sayfa 181Kitabı okudu
Her şey, had, âhenk, kıvam ve muvazene meselesi…
Sayfa 183Kitabı okudu
“Zıtlar birbirine o kadar yakındır ki, bir kere buluşabilseler bir daha ayrılmazlar…”
Sayfa 182Kitabı okudu
Anne, Allah'ın hilkat sırrıyla evladına bu kadar şefkatli olursa ya Allah, mahlukuna nasıl olur?
Isırdığı yerin sancısı hiçbir işkenceyle belirtilemez. O, yıldız yıldız fezayı yutmaya çabalayan korkunç ağız... Şüphe...