Digo mirî miriyê min e ez zanim çi gorî gore.
Ölüm, dünya hayatından ahirete adım atıştır. Bambaşka bir hayatla, başka bir dünyaya doğuştur ölüm. Bir uyanıştır. Bir diriliştir. Zahmetli bir yolculuğun sona erişi, menzile varıştır. Ebediliğe adım atıştır. Bir sonun başlangıcıdır. Kaçmak istese de insan, ecel bırakmıyor peşini.Faydası yok kaçışın. Faydası yok "ah", "vah" çekişin. Kimse tanışmayı istemiyor ölümle. Ama o, -biz istemesekde- Hakk'ın belirlediği randevu günü gelende; karşımıza çıkıyor, tanışıyor bizimle. Her doğuş, bir ölüm muştusu! Doğmak aday olmak demektir ölüme. Yeryüzünün misafirleri olarak geldik. Yolcuyuz dünya gemisinde. Ahirete yolculuğumuz... Bilmiyoruz; ne zaman, nasıl, kaç yaşında, nerede ecelin bizi beklediğini. Dünya bu! Bazen yokuş çıkar insan, bazen inermiş;Bazen uçar, bazen yürür, bazen sürünür, bazen emeklermiş. Hayat yolculuğu sürüp giderken; durağın birinde ecel beklermiş... Bakmıyor; yaşa, boya, güzelliğe. Bakmıyor herhangi bir özelliğe,
Ömer bin Abdülaziz
Valilerinden birine şöyle bir mektup göndermişti: "Güç ve kudretin seni insanlara haksızlık yapmaya iterse; sen, Allah'ın senin üzerindeki güç ve kudretini düşün. Onlara yapacağın haksızlığın mutlaka sona ereceğini, ama onların senden soracakları hesabın bakiliğini hatırla."
Reklam
“Bir baba,çocuğuna güzel Ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz”
Abdullah bin Kesir anlatıyor. Ömer bin Abdülaziz'e: "Seni Allah yoluna dönmeye sevk eden ilk şey nedir?" diye sordum. O da şu cevabı verdi: "Bir kölemi dövmek istedim, ama o bana şöyle dedi: Sabahı kıyamet olacak bir geceyi hatırla." Ölümü, Kıyameti hatırlayan bir insan, elbette hesabını veremeyeceği bir işi yapmaz. Onun için Peygamberimiz (sav): "Ağız tadını bozan ölümü çok sık anınız." "buyuruyor.
Atalarının geçmişteki hatalarını tekrar edersen geçmişin sınırlarına kendini hapsetmiş olursun.
Haksızlık yapma, ölür gidersin ama haksızlığın vebali binlerce yıl yakanı bırakmaz!
Reklam
57 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.