Deniz & Che
Normal, silahlı bir çatışmada sık sık vurulduğunu sanıyorsun. Yaranın sıcaklığıyla, vurulduğunu daha pek anlamadığını sanıyorsun. Arada bir yokluyorsun kendini, yaralandım mı diye. Ama, çatışma sırasında yaralanmış olmanın kesinlikle hiç önemi yok. Çatışırken ve yakalanınca, ölçü olarak, öbür büyük devrimcileri düşünüyorsun. Bir devrimci nasıl davranır? O büyük devrimciler nasıl davranmıştı? Che Guevara nasıl davranmıştı? Bak, sen inceledin, yazdın bu konuyu. Ernesto adlı hikâyende Guevara’nın nasıl yakalandığını, yakalanınca nasıl davrandığını yazdın, bilirsin. İşte onları düşünüyorsun o anda. Onların davrandığı gibi, onlar gibi davranmak istiyorsun. Hep bunları düşünüyorsun; çatışırken ve yakalanınca. Onlar gibi davranmayı düşünüyorum. Ve onlar gibi ölmeyi.
Cem Yayınları - 1976Kitabı okudu
Kitaplar üstüste birikip duruyor okunacak listemde. Sıralanmış bir dünya iş. Sıralarını bile beklemiyorlar. Hep bir öne geçme kaygısı. Sıra terse çevriliyor. Her şey karmakarışık. Geceleri sürekli kavga çıkartıyorum. Bir hocam demişti ki "Devleti en çok nerde görürsünüz" Genel cevap ilk akla gelen"poliste" Devleti görmek
Reklam
"Bir çocuğun çalışmasından ne olur?"
Ana hışımla, "uyandırmam" dedi. "Uyandırmam. Acımızdan öleceksek de ölelim. Bir çocuğun çalışmasından ne olur?" Gözleri incecik kolda. Şimdiye kadar, çocuğun bunca zayıf olduğunun farkına neden varmadığına şaşıp kalıyor. "Acımızdan öleceksek de ölelim." Uzun, örgülü saçını ağzına alıp hırsla
O Kadın Fatma Girik Değil
Duvardaki saate bakınca donup kalıyorum; ne akrep ne yelkovan ne de karga başı var.Kendi saatime bakıyorum ;boş bir kadran.Şaşkınlığım iyice artıyor. "Saate ne oldu Vahit Abi? neden hiçbir şey göremiyorum?" Vahit önce duvardaki, sonra kolundaki saate bakıyor.Başını kaşıyor.Onun da bir şey anlamadığı ortada.Omuzlarını kaldırıp boş boş bakıyor yüzüme. Tek başına oturan adam "Saat yok," diyor, "zamanı kaybettik." "Nasıl kaybettik?" "Ben ne bileyim işte,"diyor."kaybettik." Birden paniğe kapılıyorum. "Bankalarda işler durmuş mudur?" "Sen ne diyorsun abi," diyor, "hayat durdu,hayat..." "O zaman,yapacak bir şey yok," diyorum, "bana elli gram daha votka ver." Hayatın dışarıda nasıl durduğunu bilmiyoruz.İnsanlar en son ne yapıyorsa öylece kalmış olmalılar.Uçaklar,kuşlar,kargalar,hepsi patır patır düşmüştür. "Daha önce de olmuş muydu?" "Çook," diyor. Vahit de ben de ilk kez böyle bir şeye tanık oluyoruz. "Dua edin buradayız,"diyor, " bak bize bir şey olmadı."
Sayfa 42
ARDIÇ AĞACI... Ankara' da işim uzamıştı. İstanbul'a dönüş için aldığım biletimi değiştirmem gerekiyordu. Öğle arasında Sıhhiye'deki otobüs yazıhanesine gidip biletimi erteletmek için acele ediyordum. Kalabalıkta koşarak yazıhaneye ulaşmaya çabalarken çarpıştık o yaşlı adamla. Sendeledi; elindeki büyük sepette bulunan tahta kaşık, maşalar yola
Bak üniversite de bir gurup adam var ki, baban da bunlara dahil, bir çok şeyin sözünü edecekler, o kadar çok sözünü edecekler ki, sonunda tatmin olacaklar. - Tatmin olmaları, o kadar mı önemli ? -Evet, önemli, hemde çok. Tatmin olan insan, başka şeylere burnunu sokmaz, ben elimden geleni yaptım der, cici vicdanı rahat olur, değil mi ? Ayrıca kendi de söylediği şeylerin etkisi altında kalır, doğruluğuna inanır. Ve daha önemlisi bebeğim, o sözlerle kendi kendisini bağlar!
Sayfa 47 - Bilgi kültür sanat yayınları
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.