292 syf.
·
Puan vermedi
Dönemin yolsuzluklarını okurken günümüzde birçok şeyin hiç değişmediğini ve artarak devam ettiğini görmemek mümkün değil. Kimliğini ve düşüncelerini korkusuzca beyan eden Uğur Mumcu, birçok olayı belgelere dayandırarak; isim isim, tek tek anlatması kendisine olan güvenirliği üst seviyeye çıkartıyor. Öyle sanıyorum ki günümüz muhalif yazarlarıyla arasındaki en büyük fark, ısmarlama haberler yerine araştırma yaparak belgeleri konuşturmasıdır.
Bir Pulsuz Dilekçe
Bir Pulsuz DilekçeUğur Mumcu · UM:AG Vakfı Yayınları · 1998189 okunma
292 syf.
9/10 puan verdi
Uğur Mumcu • Bir Pulsuz Dilekçe
Uğur Mumcu'nun bu kitabı, Suçlular ve Güçlüler ile başlayan bir dizinin ikinci kitabı gibidir. Suçlular ve Güçlüler'de Mumcu, 12 Mart rejiminin sorumlularıyla, genellemeler halinde değil somut olarak, tek tek, isim isim uğraşmıştı. Bir Pulsuz Dilekçe'de de 12 Mart döneminin arkasında gelen ve aslında onun uzantısı olmaya çabalayan Milliyetçi Cephe Rejimi'nin marifetleri ve marifetlileriyle uğraşıyor. Gene tek, gene isim isim...
Bir Pulsuz Dilekçe
Bir Pulsuz DilekçeUğur Mumcu · UM:AG Vakfı Yayınları · 1998189 okunma
Reklam
“Bazı ülkelerde, bazı kimseler, devleti soymak için, politikacı kılığına girerler. Bunlar partilerde, parlementolarda boy gösterirler. İthalat, ihracat, banka soygunu gibi işleri siyasal ilişkilerle yürütürler.Bunlar da çetecidir.Çetelerin en aşalığı da bunlardır. Bunlar yüzlerine, devlet adamı maskesi takıp , halkı soyanlardır. Allah’a çok şükür , memleketimizde böyle çeteler yoktur... (22 Mart 1976)
“Bir çoban, her gün köyüne gelip: —Kuzuları kurt kaptı... dermiş. Sonra bu kuzuları satar ve paraları biriktirirmiş. Köy halkı bu çobana bu yüzden hiç inanmazmış. Bir gün çobanın sürüsünü gerçekten kurt kapmış. Bu kez, çoban yaşlı gözlerle köye gelip durumu anlatmış. Anlatmış amma artık kendisine hiç kimse inanmamış. Kıssadan hisse: Doğruyu, gerçeği, <<Kurt>> kapmadan söylemek ve herkesi kendisine inandırmak gerekmektedir. Bilmem çobanlık yaptığı günlerde Demirel’e bu küçük masal hiç anlatılmış mıydı?... (2 Nisan 1975)
“—Bismillahirrahmanirrahim... dedikten sonra, yabancı şirketlere el açıp dua ederler. Her yoksul ülkede böyle olmuştur bu. Yabancı petrol şirketlerinin girdiği her ülkede, ihtilaller, hükümet darbeleri ve saray oyunları dönmüştür. 1951 yılında İran’da petrolleri millileştiren Başbakan Musaddık, yabancı petrol şirketlerinin düzenlediği bir ihtilalle devrildiği ve yerine Tahran’daki İngiliz ve Amerikan elçilerinin pek sevdiği General Zahidi getirildi.”
“Her kim ki, devlete, yurtseverlik bilinciyle hizmet etmiştir, biliniz ki, o, tutucu siyasal iktidarca yerden yere vurulmuştur. Devletin yüce katlarına tırmanmak için yabancı şirket temsilcisi olacaksın, görevini kötüye kullanıp, biraderlere ve damatlara milyonlarca kredi sağlayacaksın, yatırım indirimi sağlayacaksın. Çok partili düzensizliğin, hiç değişmeyen kuralıdır bu.”
Reklam
458 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.