Günümüz insanı
Eylemlerinin sonuçlarına aldırmayan insanlarmış. Hayvanları öldürürlermiş. Denizdeki balıkları zehirlemişler. Ormanları kesmişler, bir zamanlar ormanlarla kaplı ülkeler birbiri ardına çöle ya da kıraç topraklara dönüşmüş. Dokundukları her yeri mahvetmişler. Galiba beyinlerinde bir bozukluk varmış. Bu eski halkların buz cezasını epeyce hak ettiğine inanan pek çok tarihçi var.
Sayfa 544 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
hükmü kalmamış mevzi şövalyeleri
Burada, hükmü kalmamış mevzileri mağrur bir nostaljiyle savunanlara karşı, hareketliliğin, çalışmanın, zihin jimnastiğinin gösterişsiz çabasını öne sürüyoruz.
Roma'nın zulümleri spazmlar halinde geliyordu, aralarında uzun süreler vardı ve imparatorluğun farklı köşelerinde cezaların ciddiyeti değişiyordu. Bazı bölgelerde insanlar, Hristiyanlardan o kadar nefret ediyorlardı ki idam cezasını halk talep ediyordu. Mesela Galya'dan gelen bazı delillere göre, Hristiyanların çoğu genelde iş bulmak için gelen göçmenler ve zanaatkârlardı ve halk onlardan nefret ediyordu; bu da öldürülmelerine katkıda bulunmuştu. Başka yerlerde ise çoğunlukla rahat bırakılıyorlardı. İmparatorluğun tümünü kapsayan bir emir geldiğinde ancak işlerini kaybederler ya da kutsal kitapları yakılırdı ama daha kötüsü olmazdı.
Sayfa 192 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Asoka neredeyse kesinlikle, bilinçli bir şekilde modern hükümdarların "ideoloji" dediği şeyi yaratıyordu. Bilhassa nazik olsa da, imparatorluğunun yönetiminin gerçek uygulanışı çok daha az liberal olmuş olabilir. Kısıtlı bir dereceyle idam cezasını sürdürdü ve fermanları, hem yabani hem de Budist liberalizminden etkilenmemiş görünen orman sakinlerine zaman zaman hırıldıyordu. Vejetaryenliği bile kesin değildi: tadını oldukça beğendiği geyik ve tavus kuşu eti için istisna yapıyordu. Her şeyden öte, sadece onun sözlerine güvenmemiz gerekiyor. Eğer Stalin hakkında bildiğimiz tek şey onun tekdüze insancıl konuşmaları olsaydı, onu babacan yumuşak başlı biri olarak hatırlayabilirdik. Ama Asoka kendisini önceki kanlı savaşlarından dolayı azarladığı için, büyük ihtimalle bir "iyilik imparatorluğu" kurmak için çabalayan, gerçekten dinini Budizm'e değiştirmiş biriydi. Niyetinin samimi olduğunu, çok çabuk başarısız olmasından da anlayabiliriz. Söylenene göre son günlerinde, bütün varlığını bağışlamış ve hayatını, yarım bir mangonun gururlu sahibi olarak bitirmiştir. Ölümünden sonra çok çeşitli Hindistan toplulukları uzun süre sadık ya da birleşik kalmadı. Muaryalı varisleri hakkında, suikast edilen sonuncusu hariç, pek bilgi yoktur, imparatorluk ise yarım yüzyıl boyunca süren kaostan sonra dağıldı.
Sayfa 138 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Bir anne babanın günahlarının cezasını çocuklarda çekerdi; tersi de mümkündü.
Sayfa 33Kitabı okudu
Kum
Arama kurtarma ekibinden bir kahramanın bilinçaltını okuyan bir koşuk bu.
Beton olsa bloğu kaldıracağım, demir olsa keserek göçük altında kalanlara ulaşacağım.
Karşımda bir kum deryası ile karşılaşınca ne yapacağımı bilemedim!
Kova ile kum çekerek göçük altından can kurtarmak nerdeyse olanaksızdı.
Kumun içinde kumdan çok deniz tuzu,
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
"Seni gördüm, tam da bu kahrolası aynada. Bana bakıyordun, o kadar gerçek gibiydin ki...
Ama ayna yalancıydı, ben de cezasını kestim."
Sayfa 15 - Epsilon YayıneviKitabı okudu
Bellek ve unutma dayanışma içinde olan gerçeklerdir ve ikisi de zamanın eksiksiz bir şekilde değerlendirilmesi için gerekli dir. Montaigne'in dediği gibi, "her şeyin bir mevsimi vardır" ve "devrini tamamlamak"tan kaçınmanın akıllı ve yararlı bir çaba olduğu söylenemez. Ancak, geçmişle oynamak, onunla özdeşleşmeye çalışmak, onda yabancılaşmak, güdük ve hileli bir geçmiş nostaljisi ile istikbali olmayan bir gelecek arasında bir yerde ya da yol kenarında durmak daha da boş bir çabadır. Burada, hükmü kalmamış mevzileri mağrur bir nostaljiyle savunanlara karşı, hareketliliğin, çalışmanın, zihin jimnastiğinin gösterişsiz çabasını öne sürüyoruz.
Sayfa 74