Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar madenlerde ve tarlalarda, isterse köle gibi olsun. çalışmaya devam ediyordu. Hayati sanayi dalları iyice gelişmişti. İşçi aristokrasisi halinden gayet memnun ve neşeyle çalışıyordu. Çalışma barışı denilen şeyi hayatlarında ilk kez yaşıyorlardı. Artık işten kaytarmanın yollarını aramıyor, grev, lokavt ve sendika gibi konuları düşünerek endişeleniyorlardı. Daha önce yaşadıkları derme çatma gece kondu mahalleleriyle karşılaştırıldığında harika kasabalarda ve kendilerine ait rahat evlerde oturuyorlardı. Daha iyi yiyor, daha az çalışıyor, daha çok tatil yapıyor, ilgi alanlarına daha fazla zaman ayırıyor ve daha keyifli yaşıyorlardı. Ve tabii ki daha az şanslı kardeşlerini, kayırılmayan işçileri, uçurumunda yaşamaya mahkum edilmiş insanları hiç mi hiç umursamıyorlardı. İnsanoğlunun ufkunda bir bencillik çağının şafağı söküyordu.
Sayfa 270 - Türkiye İş Bankası Kültür YayynlarıKitabı okudu
"Huzursuzluğumun nedeni belli . Düşünüyorum da düşünüyorum ; zihnimi bir türlü durduramıyorum. "
Reklam
Biri gelir gerçekleri yüzüne vurur
"Toplumun üzerindeki o sahte göz boyayıcı örtüyü çekip almış ve çirkin ama hakiki gerçeği göstermişti bana."
Sayfa 65 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Gerçekler bayım, inkâr edilemez gerçekler...
Peki sen? diye sordum. Bir devrimci olarak benim yaralanmam ya da öldürülme ihtimalim bir işçinin sekiz katı, diye cevap verdi umursuzca..
Her yerde sürüyor bu zulüm.. O pek övdüğümüz uygarlığımız kan üzerine kurulmuştur, kana batmıştır ve ne sen ne de ben ne başka hiç kimse bu kızıl lalekeden kalamayız..
Reklam
Kimya simyaya, astronomi müneccimliğe dökülmüştü. Aristo’nun fikirlerinin dünyaya hükmetmesi çok hazin bir duraklamadır.
Metafizikçileri yere vurmak için başka bir yol daha vardır; onların eserlerine bakarak hüküm veriniz. Kötü ve hayali tablolar yaratmaktan, kendi gölgelerini Allah sanmaktan başka insanlık yararına ne yapmışlardır? İnsanların eğlenmesine yardım ettiklerini itiraf ederim; ama insanlık için elle tutulur ne eserleri vardır? Bunlar kalbin duygu merkezi olduğuna dair felsefe yaparlarken, bilginler onun dolaşım merkezi olduğunu ortaya çıkarıyorlardı. Bunlar veba ile kıtlığı Allahın kamçısı diye anlamaya çalışırlarken, bilginler zahire ambarları ve kanalizasyon yaptırıyorlardı. İlim adamları cadde ve köprü yapmaya uğraşırken, ötekiler kafalarının içinde keyiflerine göre tanrı imal ediyorlardı.
Eğer üzülüyorsam bunda şaşılacak ne var ki; düşünüyor, düşünüyor bir türlü düşüncelerimden kurtulamıyorum. Hayatın gürültüleri içinde o kadar yoğrulmuştum ki bugün etrafımdaki sakinlik ve sessizlikten boğulur gibi oluyorum; ölüm ve yıkım fırtınasının ansızın kopacağı düşüncesinden kendimi alamıyorum. Kulağımda işkence görenlerin sesleri çınlıyor.
Derebeylik ne kerte karanlık olursa olsun, insanlık ondan sakınamazdı. Roma İmparatorluğu denilen merkezi hükümet makinesi parçalanınca yerine ondan başka ne gelebilirdi? Demir Ökçe için tarihsel düzeyde koyacak yer bulamıyoruz işte. O ne sakınılmaz ne gerekli ! O tarihin büyük bir kaprisi, bir fantezisi, bir görüntüsü olarak kalacağa benzer.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.