Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zamanların hem en iyisi hem de en kötüsüydü; bilgeliğin ve aptallığın çağıydı. Hem inanç hem de kuşku devriydi. Işığın da asrıydı karanlığın da. Hem umut baharıydı hem de umutsuzluk kışı. Her şeye sahiptik hiçbir şeyimiz yoktu..
Hayattaki en büyük arzum bu dünyaya ait olduğumu tamamen unutmak...
Reklam
... yıldızlar, şu küçücük dünyadan öylesine uzaktaydı ki kimi âlimlere göre ışınlarının dünyaya ulaşıp ulaşmadığı bile şüpheliydi; her türlü çilenin çekileceği, her şeyin mümkün olduğu ücra bir noktasındaydılar uzayın ve gecenin gölgeleri kocaman ve kopkoyuydu.
Umutsuz menfaatler uğruna umutsuzca kumar oynanan umutsuz günler bunlar.
Küçüklüğüm yüzünden bazı gülünç ve can sıkıcı olaylarla kaşrılaşmasaydım, bu ülkede mutlu olarak yaşayabilirdim.
"Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü. Hem akıl çağıydı hem aptallık. Hem inanç devriydi hem de kuşku. Aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi. Hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı. Hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu."
Sayfa 13 - Can Yayınları
Reklam
Gerçek yaşamda var olmayan bir şeyi başka yerde de göremezsiniz. Beğeni denilen kavram aslında gerçek denen şeyin, başka bir adıdır.
Sayfa 9 - Oda yayınlarıKitabı okuyor
Umutsuz menfaatler için umutsuz oyunların döndüğü umutsuz bir zaman bu.
Mantıklı olup çizilmiş kaderi kabul etmek en iyisi .
Ruhlar, bedenleri hayattayken en çok nerede bulubduysa orada gezermiş.
Reklam
Zamanların en iyisiydi , zamanların en kötüsüdür, hem akıl çağırdı hem aptallık , hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi , karanlık mevsimiydi z hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu , hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da öteki yana.
Her insanın bir diğeri için engin bur muamma oluşu , üzerine kafa yorulması gereken şaşırtıcı bir gerçektir.
Düşünen hayvanların beyinlerini yalnızca gerçeklerle doldurabilirsiniz.
Sayfa 5 - Oda yayınlarıKitabı okuyor
sesin cılızlığı hem yürek parçalayıcı hem de ürkütücüydü. hapiste kalmanın ve zor koşulların bir miktar payı olsa da, bu cılızlık salt fiziksel zayıflıktan kaynaklanmıyordu. sesin insanın yüreğini parçalayan yanı, uzun süreli bir yalnızlık ve terk edilmişlikten kaynaklanıyor olmalıydı.
"Ansızın hayata döndürdüğünüz, bu kül yığınını ateşe dönüştürdüğünüzü size anlatmak gibi bir zayıflığı gösterdim, hâlâ da gösteriyorum; bu öyle bir ateş ki, hiçbir şeyi canlandırmasa da, hiçbir şeyi aydınlatmasa da, hiçbir işe yaramasa da, öylece yanıp dursa da, onu benliğimden ayırmam mümkün değil."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.