Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1973 Şubat veya Mart ayı idi. İbrahim Metin ağabey GİK üyesi olarak mesul olduğu Konya ili ile ilgileniyordu. Bir gün Töre-Devlet'te "haydin Cihanbeyli'ye ilçe kongresine gidiyoruz gelin," dedi. Orada bulunanlardan Galip Erdem ağabey, Dinç Yaylalıer ve ben, İbrahim ağabeyin şoförlüğünde Cihanbeyli'ye gittik. Dinç Yaylalıer, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Ekonomi Bölümü öğrencisiydi. Hitabeti çok güçlüydü. Konuları güzel ifade etme kabiliyeti vardı. Biraz da canlı ve gür bir konuşma tarzı olduğu için Türk Ülkücüler Teşkilatı'nın aranan bir konferans seminercisi idi. Gazete çıktığı günler mutlaka büroya gelir kolları sıvar ve “ülkücülük tek kırmakla başlar,” diyerek, tek abonelerin okuyucuya ulaşabilmesi için gazete katlardı. Kongrede bir konuşma da ben yaptım. İlk defa siyasi bir konuşma yapıyordum. Dönüşte Galip ağabey bana hitaben "Nutuksal (sal ve sel eki ile böyle dalga geçerdi) konuşman fena değil. Ama benim gibi sesin zayıf çıkıyor. Baksana Dinç konuşurken neredeyse kahvenin camları kırılacaktı," diye bir de espri yaptı. Adaylar belli olup da Niğde-Aksaray bölgesinde seçim çalışmaları başlatılacağı vakit işin organizasyonu başladı. Herkes ya memur-öğretmen veya ailesinden dolayı uzun süreli bölgede kalma imkânı olmayan kimselerdi. İçlerinde durumu en müsait olan bendim. Çünkü tam bağımsızdım. Galip ağabey benim de bu çalışmaya katılmamı istedi. Ben hiçbir hazırlığımın olmadığı söyleyince de "Dervişe ne gerek, bir hırka bir lokma," dedi. Yanıma birkaç parça giyim eşyası alarak kervana katıldım.
Sağda Ayrışmalar Başlıyor 1967, 10 Şubat günü İstanbul'da yapılan Birinci Milliyetçiler Büyük Kurultayı çok canlı geçmiş ve toplantının sonunda ikincisinin ve devamının da yapılması karar altına alınmıştı. "İkinci Milliyetçiler Büyük Kurultayı, 2 Şubat 1969'da yine MTTB'nin öncülüğünde İstanbul'da yapıldı. Birincisi kadar katılımlı ve coşkulu olmasa da Ankara, İzmir ve İstanbul'dan gelen dernek, konfederasyon temsilcileri ve üniversite ilim adamları çeşitli konuları müzakere ettiler. Bu kurultayın bir benzeri maalesef bir daha da gerçekleşmedi. 1969 yılı başlarına kadar milliyetçi-mukaddesatçı veya sağcı olarak kendilerini nitelendiren üniversite gençliği, bürokrat, öğretmen ve öğretim üyeleri MTTB'nin düzenlediği kurultay, miting, konferans vb. toplantılarda birlikte hareket ediyorlardı. Kurultaylarda ayrılık sinyalleri hissedilirken, 1969 yılı Nisan ayı sonunda Kayseri'de yapılan MTTB kongresi ise ayrılıkların fiilen başlangıcı olmuştur. MTTB'de milliyetçiler, ümmetçiler ve menfaatçiler (iktidar yanlısı) şeklinde başlayan bu ayrışmalar, ülkücü olarak bilinen gruba bazı kışkırtıcıların halkı da saldırtması ile kanlı bir hâle geldi. Ertelenen bu kongrenin İstanbul'da yapılan devamında da AP iktidarının oyunlarıyla bu kavga devam edince, milliyetçi ve mukaddesatçı gençler arasına nifak sokularak birliktelik bozuldu. Bu konularla ilgili olarak Devlet gazetesinin 6. sayısında Galip Erdem "Kont Bernadot can çekişiyor” başlığı altında bir makale yazmış ve yapılan yanlışların derhâl düzeltilmesini istemişti.
Reklam
"Devlet'ten Millete" genellikle gazetenin başyazısı idi. Başlarda Galip ağabey (Galip Erdem) yazıyordu. İlk sayı yazısı da ona aittir. Her ne kadar Galip ağabeyin tembelliğinden şikâyet etsek te Devlet'e en çok yazı yazanlardan birisi idi. Hem başyazıyı yazardı. Hem kendi sütununda Mektupları yazardı. Galip ağabeyi iyi yazı
Millî Birlik Şartı - Galip Erdem Hepimizin bildiği, yine de çoğumuzun unutur gördüğü bir gerçeği hatırlatmanın tam zamanıdır. Milletimizin düşmanları hem sayıca çoktur, hem de güçlüdürler. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı düşünürken, aklımızdan hiç çıkmaması gerektiği hâlde , düşmanlarımızın varlığını ve gücünü hesaba katmıyor gibiyiz.
Cumartesi Günleri Sohbetleri: Devlet gazetesinin bürosunun olduğu KÜBİTEM'in sohbet bakımindan en canlı olduğu zaman cumartesi günü öğleden sonralarıydı. O yıllarda cumartesi günleri yarım gün mesai yapılırdı. Okulundan çıkan öğretim üyesi, öğretmen, öğrenci ile bürokratlar KÜBİTEM’e uğrarlar ve birer sohbet halkası oluştururlardı. Bunlar:
GAZETENİN BİR HAFTASI: KÜBİTEM için tutulan daire Devlet gazetesinin en lüks bürolarından birisi idi. Apartmanın girişi Bayındır sokaktandı ama salonu Meşrutiyet caddesine bakardı. Üç oda ve bir salondan oluşan büronun bir odası sırf Dündar Taşer'e tahsis edilmişti. Dündar Taşer misafirlerini burada karşılar görüşür, sohbetlerini burada
Reklam
Sancı romanının taslağı Kübitem'de oluştu:
Galip Erdem ise akşamları uğrar, 8-10 bardak çay ve sigara içmeden gitmezdi. Emine Işınsu abla, gazetenin tek kadın yazarı idi ve Dündar Taşer, Işınsu'ya çok itibar ederdi. Işınsu'nun Sancı romanının konusunun geçtiği mekân burasıydı.
Büyük davalar, büyük fedakarlıklar ister. Galip Erdem
Galip Erdem:
Millî Birlik Şartı Hepimizin bildiği, yine de çoğumuzun unutur gördüğü bir gerçeği hatırlatmanın tam zamanıdır. Milletimizin düşmanları hem sayıca çoktur, hem de güçlüdürler. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı düşünürken, aklımızdan hiç çıkmaması gerektiği hâlde , düşmanlarımızın varlığını ve gücünü hesaba katmıyor gibiyiz. Unuttuklarımız arasında,
“Küçük karanlık bir ışıktır bu sert ve kuvvetli olanın karşısında yumuşak ve zayıf olanın galip geldiği.”
Sayfa 50 - Ötüken
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.