Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Savaştepe Köy Enstitüsü öğretmeni Nazif Evren şöyle diyor: “Bir ayda iki bina yapıveren öğrenciler, dinlenme saatlerinde bile okuyorlardı. Cepleri kitap ve dergi doluydu. Akşamları çamlara asılı fenerlerin ışığı altında, çamlıkta okuyorlardı. Köy Enstitülerinden yetişenler, öğrencilik dönemlerinden başlayarak yoğun bir şekilde okudular. Çocuklarını, öğrencilerini de okuttular. Bugünkü düzeylerine okuma alışkanlıklarını yaşamları boyunca sürdürerek geldiler. Bana göre okuma işi budur” Sürdürüyor Evren: “Bir gün Eskişehir’den bir taksiyle üç kişi geldi Çifteler Köy Enstitüsü’ne. Öğrencilerin bavulları arandı. Eğitim konusunda Hasan Âli Yücel, Hakkı Tonguç, Rauf İnan, Fuat Baymur, Muvaffak Uyanık, Refik Durlu, Kemal Kaya, Halil Fikret Kanat, Fuat Gündüzalp gibi yazarların kitapları, Varlık ve Gökbörü gibi dergiler ve klasiklerden kitaplar vardı. Sabaha kadar bunlar incelendi. Soruşturmacılar yapıtlarından bir şey anlamıyorlardı. Dilimin döndüğü kadar kendilerine açıkladım. Yalnız Halil Fikret Kanat’ın iki ciltlik pedagoji kitabına takıldılar. Bunların kabı kırmızı idi, hem de adı bir tuhaf…”
Sayfa 37 - Literatür
Kur-an Allah'ın konuşan, başka bir deyişle söze dayanan, evren ise konuşmayan, diğer bir söyleyişle sözsüz ayetleridir.
Sayfa 27 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Köy Enstitüleri üzerine yazılan kitaplar.
1. Adıyaman Süleyman: Okul Uygulama Bahçeleri • Kendi Yayını 4. Bası 1963 2. Ağanoğlu Halit: Köy Enstitüleri Yolunda • İstanbul, 1949-A Sait Basımevi 3. Akalın Bedri: Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi Klavuzu • İstanbul, 1945-Milli Eğitim Basımevi 4. Akın Galip: Tonguç'un Kır Çiçekleri • Güldikeni Yayınları -
·
Puan vermedi
Köy enstitüleri hakkında küçük bir yazı yazacağım. Günlerdir eğitim sistemini eleştiren yöneticiler var. Bunun üzerine herkesin köy enstitüleri hakkında bilgilenmelerini isterim. "Nazif Evren'in, Köy enstitüleri neydi,ne değildi." Kitabını muhakkak tavsiye ederim. Mektupları ve düşüncelerini paylaştığı yazılar, dönemin kıyı dergisinde basılmış bulmaktadır. İlk Köy enstitüleri kurucusu olan milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel'in kurtuluş savaşı dönemindeki bu reformu hayranlık uyandırıcı. Arıcılık kitabı, marangozluk, edebiyat,sanat, müzikal anlamda vs. Sayamadığım çok türde piratiğe dayalı bir eğitim modeli söz konusuydu. Köylerde muhteşem yazarlar,sanatkarlar ve topluma katkı sağlayacak mesleki anlamda bireyler yetişti. "Hatta Türk edebiyatında Fakir Baykurt, Nazif Evren'in öğrencisidir." Sonra din adamları, dönemin yobaz toplumu köy enstitülerini kötülemeye başladılar. Kitapları yaktılar, yıktılar. Nazif Evren muhteşem bir öğretmen elimde birçok arşivi var ama paylaşmayacağım bu platformdan.
Rauf İnan Köy Enstitüleri ve Bir Ömrün Tanıklığı
Rauf İnan Köy Enstitüleri ve Bir Ömrün TanıklığıNazif Evren · Güldikeni Yayınları · 19972 okunma
1964 yılında Danimarka’da halk okullarını gezerken bize köy enstitülerini sordular.Kısaca anlattık.Dinledikten sonra yanıtları şu oldu: ‘Siz yasa yapmakla her şeyin olup bittiğini sanmışsınız; önemli olan inanışta ve uygulamadaki sürekliliktir.’
Savaştepe Köy Enstitüsüne bir ayda iki bina yapıveren bu öğrencilerin davranışları çok ilgimi çekmişti. Bunlar dinlenme saatlerinde bile okuyorlardı. Cepleri dergi ve kitap doluydu. Akşamları çamlara asılı fenerlerin ışığı altında, çamlıkta okuyorlardı.3803 sayılı yasa yeni yayımlanmıştı. Nereden buldularsa bulmuşlar,Onu da okuyup tartışıyorlardı. Bu yasayla Köy Öğretmen Okulları, Köy Enstitüsüne dönüştürülmüştü.
Reklam
Eğitimin dış görünüşü bir davranış konusudur. Oysaki, eğitimin bir mayası vardır ki o da öğrenimdir, bilgidir. Yalnız davranış halindeki eğitimin meydana getirdiği toplumlarda değer yargıları değişiktir. Örneğin; adam adamı öldürür de “hesabını gördüm“, insan soyar da ”aşırdım”, adam döver de “dersini verdim” diyebilir. Bu çeşit eğitimi alanlar bazı etkinliklere alet olabilirler. Bu yolda verilen eğitim, robot bir eğitim olur. Yalnız bilgiye dayalı eğitim ise lafebesi (verbalist) insan yetiştirir.
Bizim dönemin öğretmen okullarının son sınıflarında “Terbiye mi önce tedris mi?”, “Öğretim mi önce eğitim mi?” adlı konular tartışılır dururdu. Oysaki,ne biri, ne de öteki, her ikisi de beraber oldukları zaman bir kişilik meydana gelir ki işte o gerçek eğitimdir.
« Köylünün içinde yaşadığı koşullar ülkede ilkel denilebilecek düzeydedir. Dicle Köy Enstitüsü'nde müdür olan Nazif Evren'in enstitüye alınan öğrencilerden biriyle ilk karşılaşmasına ilişkin izlenimleri, o yıllarda eğitimin neden önemli olduğuna işaret etmektedir: " [...] Ben zarfı açıp adlarını sorarken işlerinden birisi sıradan ayrıldı. Yakınımdaki inşaattan kalma taş yanına arasına çömeldi. Beyaz fistanı ile çevresini örttü, işini tamamladı. Hiçbir şey söyleyemedim. Bu çocuk henüz tuvaletini bilmiyordu."
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.