« Enstitüde duvar, sınır diye bir şey yoktu. Bakardık her gün köylüler, kentliler konuk gelir giderlerdi.. Giyim kuşamda olsun günlük yaşantımızda olsun lükse karşı idik. Hiç hademe yoktu. Çamaşır bulaşık hariç her çeşit temizliği kendimiz yapardık. Koridorları, sınıfları ıslak talaşla süpürür, paspasla silerdik. Tahta tabanları mazotlardık. Haftada bir gün, bir sınıf genel temizlik yapardı. Camlar, helalar, lavabolar pırıl pırıl olurdu.»