Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Pitagoras
Diyonizos dininde ruhun mahiyeti ferdi olmaktan ziyade; bu adeta bir kabile ruhu idi ve fertler vasıtasiyle tezahür etmekle birlikte onlardan fazla birşey ifade ediyordu. Bu itibarla Diyonizos dininin mensupları müşterek bir ruhun parçalarını taşımış olmakla birbirine yakınlık ve bağlılık duyuyorlar, ruhun birliği cemaat arasında bir birlik getiriyordu. Pitagoras bu grup ruhu anlayışını muhafaza etti. Muhtemelen grup ruhunun kendi şahsında bir bedene kavuştuğunu kabul ediyordu. Kurduğu tarikat içinde her türlü ferdi çıkışın şüphe ile karşılanması, yapılan matematik keşiflerinin hiçbir şahsi isme bağlanmaması bunu gösteriyor. Pitagoras'tan 'Üstad' veya 'O' diye bahsediliyordu. O öldükten sonra, temsil ettiği grup ruhu müridleinin logos'u (kelam) olarak devam etti. Pitagorcular üstadlarının -ölümünden sonra- Tanrı'nın (Apollo) oğlu hatta bizzat Tanrı (Apollon Hyberoreios) olduğuna inanmışlardı.
Pitagoras
İşte bugünkü bilgimize göre, mistik düşünce bir bilgi metodu olarak Yunan felsefesine Pitagoras vasıtasıyla girmiştir ve Pitagoras Orfik dinin başlıca reformcusu olarak bilinir.
Reklam
Orfeus
Nitekim Baküs ayininde coşup kendinden geçmeyi ifade eden kelime, Tanrı'nın insana hülul etmesi, insan ile Tanrı'nın bir olması manasına geliyordu. Baküs dininin en önemli şahsiyetlerinden biri, Tanrı mı yoksa insan mı olduğu pek anlaşılmayan Orfeus'tur. Onunla birlikte bu dinde önemli bir reform yapıldığı görülüyor ki, reformun temel unsuru şarap içerek kendinden geçme yerine, zühd sarhoşluğunun gelmesidir. Orfeus dinin mensupları şarabı sadece sembol olarak kullşanıyorlar, Tanrı ile bir olmanın verdiği sarhoşluğu arıyorlardı. Onlara göre insanın ilahi bir menşei vardı; insan bu dünyaya değil yıldızlar dünyasına aittir. insanın ruhu konusunda da Yunanlılar'a yepyeni bir anlayış getirmişlerdi. Ruh artık eskiden zannedildiği gibi insanın şeffaf bir kopyesi değildi, insanın bedenine hapsolmuş ilahi bir varlıktı. Ruh dünyada bedene girmekle bir çeşit ceza çekiyordu; fakat bu cezanın daha da kötüsü ruhun insandan sonra bir hayvan veya bitki bedenine bürünmesiydi. Böylece daha korkunç cezalara müstahak olabilirdi. İşte Orfus dini insan ruhunu bu devamlı 'doğu çarkı'ndan kurtarmak ve ilahi menşeine geri götürmek, yani Allah'a kavuşturmak gayesini güdüyordu.
Pitagoras bir tarikat kurmuştu ve orada müridlerine bu dünyanın geçici ve aldatıcı olduğunu, ruhun burada hapishane hayatı yaşadığını, ancak -görünmeyen- bir Tanrı ile mistik bir birlik kurmak sayesinde ruhun kurtulacağını öğretiyordu.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.