Belli ki eğitimli bir insandı. Bu beni düşündürüyor. Kafamı karıştırıyor. Eğitim birçok şey kazandırırken, neden insani değerleri yok etmiş? Ediyor mu? Gördüğüm kişi sanki saflığını, inceliğini yitirmiş başkalaşım geçirmiş, bir mutant...
1936 yılında Edremit kasaba halkını aydınlanma yolunda kararlı ve istekli çabalarını anlatan anı tarzında bir kitap. Çok severek ve özlem duyarak okudum. Efendim iki savas arasında kalan yıllar, dünyada acı, ölüm, açlık, yokluk sürerken bizimkiler Halkevine kuruklu piyano alıp konser düzenleme çabasındalar. Çünkü 1. Dünya Savaşı ve ulusal bağımsızlık savaşından alnının akıyla çıkmış bir ulusun artık aydınlanma ve ilerleme yolunda bağnazlıkla savaşı başlamıştır.
Eğer yaşadığımız günlere değer kazandıran, anlam katan bir ülkümüz varsa, ona ulaşmak için yürüdüğümüz yollar, hatta zahmetli yürüyüşler bile bize bir mutluluk sunarlar.
Kendimize sınırsız bir güvenimiz vardı. Bizim dönemimizin en belirgin özelliği, sınır tanımaz bir cesaretti. Bu cesaretin nereden kaynaklandığını düşündüğüm zamanlar olmuştur. Bulduğum kaynak Ankara'dır.