Tozlu bir kütüphane gibi oldu zamanla zihnim.
İçinde bölümleri olan, biri çocuk biri yetişkin.
Bazen çocuk masalları gibiyim içinde hayaller olan...
Bazen ise yetişkin kitabı oluyorum, bir tarafım Platon, diğer tarafım Kant ve Marx, Dostoyevski'den Aristoteles'e,
Arada eski zamanlar geliyor aklıma, bir anda Atilla İlhan edası sarıyor ruhumu, Can Yücel gibi korkusuz, Oğuz Atay gibi kararlı, Özdemir Asaf gibi aşk ile dolu.
Hem başına buyruk, hem sevgiye inanan yumurcak bir çocuk...
-C. Deniz Gürsoy
Eğer yazar olmak isterseniz okumanızı tavsiye edebilirim. Geri kalanlar için ağır ve gereksiz bir derleme. İçinde güzel altı çizilecek yerler vardı ama bazı yerleri de meraklısına anlaşılır şeklindeydi.
Sabahlara kadar şarkılar söyledim.
Her birini sana yazdım anla istedim!
İçimdeki umutla yarınları seninle düşledim,
Düşlerimi ve umutlarımı söndürdüğünü göremedim...
- C. Deniz Gürsoy
"Atatürk, bizim elimizden, yirminci asrın en büyük milli kahramanı milletinin elinden, bir büyük deha insanlığın elinden gidiyordu. Askerlikte ve politikada hiç şaşmaz sağdu- yusundan başka, bütün maddi manevi varlığında bir göçüş hali seziyorduk. Atatürk, sonsuz ölüm ülkesinin eşiğinde idi. Onun, bir dönülmez yolda bizden uzaklaştığını yana
Yazarla tanışma kitabımdı. Dünyasını öyle çok beğendim ki, yazarla oturup kahve eşliğinde sohbet edebilme şansım olsaydı bu tarz bir his duyardım. Öyle sıcak ve öyle samimi bir dille duygu ve düşüncelerini aktarmış ki... Mutlaka okumalısınız. Kalbiniz sıcacık olacak
"Ben sizlere oldum kağan,
Alalım yay ile kalkan,
Nişan olsun bize buyan,
Bozkurt olsun bize uran,
Demir kargı olsun orman,
Av yerinde yürüsün kulan,
Daha deniz, daha müren,
Güneş tuğ olsun, gök kurıkan."
"Ben sizlere oldum kağan,
Alalım yay ile kalkan,
Nişan olsun bize buyan,
Bozkurt olsun bize uran,
Demir kargı olsun orman,
Av yerinde yürüsün kulan,
Daha deniz, daha müren,
Güneş tuğ olsun, gök kurıkan."
Yazar hepimize anlayacağımız dilden henüz gerçekleşmemiş hikayeler anlatır. Henüz isimlendirilmemiş olanı, henüz yaşanmamış olanı, görülüp de algılanamamış olanı, hep duyulup da gürültü zannedileni söyler.
Le Guin için, uzay gemisindeki bilge kocakarı denir. Varoluş kadar kadim bir lisanla konuşan ejderha, gücünü yalnızca zorunluluk karşısında kullanan büyücü..
Çok hoş bir kitap. Keyifli okumalar.