Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Anne ve babaların, çocuklarının aklına ve kalbine güzel şeyler eklememesi, akla ve vicdana sığmaz. Hatta böyle bir ihmalkârlık ahlaksızlıkla eşdeğerdir, bir cinayettir."
Reklam
Halkımızı işini tam zamanında yapmaya, sözünde durmaya, düzenli ve disiplinli çalışmaya alıştırınız. Onu vicdanlı olmaya, sırasını bilmeye ve düzenli yaşamı sevmeye alıştırınız. Kendisinin ve başkalarının haklarına saygı göstermeyi öğretiniz.
Sayfa 20 - Anonim YayıncılıkKitabı okudu
Toplumda kibar davranmaya özen gösterin. İlgi çekici, güzel sohbet eden bir arkadaş olmayı becerin. Kişisel olarak gelişmenizi sağlayacak, bilimsel ve eğitici konferansları dinleyin, kitap okuyun. Bunları aklınıza yerleştirip, hayatınızda uygulamaya gayret gösterin.
Sayfa 41 - Anonim YayıncılıkKitabı okudu
Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürüyor da, hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır?
Reklam
Zehirlere harcanan zaman ve israf ise çok daha fazla. Eğer yapabilirseniz, içki için Milyarlarca kilo buğday, arpa,üzüm,erik, çavdar,patates,pirinç-milyarlarcasi bu zehri hazirlamak için harcanyor. İnsanlarin içki yapmak için harcadiklari milyarlarca ekmek,erik,üzüm,bir araya getirilse, ne açlik kalacak ne de ekmek pahalılıkğı. Hem insanlar, hem de hayvanlar doymuş olacak. Bunun yerine,yüzlerce dev içki, bira ve şarap fabrikası binlerce isçi ile, insanlar tarafindan ihtiyaç duyulan ekme-ği zehre dönüştürmekle meşguller. Sonra da aptal çocuklar gibi, neden ekmek yetmiyor, neden buğday, misir, patates,pirinç, üzüm gibi gıdaların fiyatı hâlâ artıyor diye merake diyorlar. Sanki özel zehir fabrikalarının sayısı azmış gibi,birçok ülkede insanlar evde şeytani mutfaklar hazirliyorlar.Seytanin içeceğini tek başlarina hazırliyorlar. Bir hükilmetin ev zehrini yasakladığını düşünelim, herhalde herkes ayaklanırdı. Saglamliğina sahip değil. Şisedeki seytanin ordusu dünyadaki en kalabalik ordudur.
“Kendinizi yönetmeyi öğrenin,” diyordu Raçinski öğrencilerine. “Bu işin ehli olun; kalbinizin, duygularınızın ve arzularinizin dizginlerini iyi tutun. Bağımliliklardan uzakdurun. Her çeşit bağımlilik, ruhsal kölelik getirir. Kimseye ve hiçbir şeye köle olmayın.
Yeni Rusya sizin gibi olacak, siz nasıl olursanız ülkemiz de öyle olacak…
Ben kapalı bir insandım, etrafım karanlıktı.İçerisi zifiri karanlık kocaman bir evde dolaştığını düşün.Yüzlerce oda,bu odalarda bulunan binlerce çeşit eşya mevcut,ama tek bir ışık kıvılcımı bile yok,her şeye eline dokunarak,yoklayarak yürümek zorundasın.Böyle bir ortamda insan çevresine her türlü kötülük ve felaket getirebilir.Diğerlerinin huzurunu bozabileceği gibi,kendisine de zarar verir, ömürlük sakat bırakır.Böyle bir ortamda biz kim oluyoruz? Cani mi,yoksa deli mi? Hayır karanlıklar içinde ışıksız kalan bir bedbaht, zavallı bir insanız sadece.
Reklam
Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürüyor da, hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır?
Yaşamlarındaki her şey, tıpkı kendileri gibi, çirkin ve iticidir.
“Genç nesli değil, kendinizi suçlayın. Siz nasıl yetiştirdiyseniz, gençler de öyle olacaklar.”
“Toplum düşüncesi uykuda; cehalet ise zirvedeydi.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.