Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu dünyada ölümsüz olmanın tek yolu vardır, o da ölümlü olduğunu unutmaktır.
“Bu sık görülen bir şeydir: Uyuşmazlık içindeki iki komutan, yalnız olarak buluşurlar, bir basit köyde, göl kıyısındaki bir taraçada, bir bahçe köşesinde. Ve bunlar, savaşın en büyük yıkım olduğu konusunda anlaşırlar. Her ikisi de barışçı, alçakgönüllü ve dürüsttürler. Birbirlerini inceler ve birbirlerine bakarlar. Sıcaktan biraz gevşeyince, şarapla da biraz içlenince, birbirlerinin yüzünde ne kin görürler ne de insan sevgisi dışında bir şey… Konuşmaları, burun kaşımaları, içki içmeleri birbirinin aynıdır. Ve birbirlerinin elini sıkarak ayrılırlar. Arabalarından dönüp dönüp birbirlerine gülümserler… Ama ertesi gün yine de savaş çıkar… İkimizin durumu da bu şimdi…”
Reklam
Akıl dünyanın temel yasasıdır. Aşka düşen saçmalar. Şunu itiraf edin: Tavuğa binmiş horozdan ve çiftleşen sinekten daha aptal bir yaratık yoktur.
Hiçbir kaygım yok. Yüzyıllar insana hep hakettiği değeri verir.
Sevmenin ne olduğunu bilmiyorsanız, bu konulara hiç dokunmayın.
Bizim gemiler olsa olsa sağa sola sallanır. Yunan gemileri gibi başkıç vurmaz.
Reklam
Aldatılmış kocalara “intikam” diye bağırmaktan başka ne kalır?
Her savaşı kazanıyorum. Ama her kazanmanın bedeli unutulup gidiyor.
“İnsanlar kendilerine acıdıkları ölçüde başkalarına acırlar. Mutsuzluk ya da çirkinlik, bakmaya dayanamayacakları aynalardır. Bense kendime en ufak bir acıma duymuş değilim. Savaş çıkarsa göreceksiniz. Açlığa, acıya gık demeden nasıl sizden daha iyi katlandığımı. Aşağılamalara da. Sanır mısın ki, yolumun üzerindeki Truvalı kadınların neler söylediklerini duymuyorum! Orospu gibi görüyorlar beni. Ve sabahları gözlerimin bulanık olduğunu söylüyorlar. Doğru ya da yanlış. Umurumda değil, öylesine umurumda değil ki!”
Reklam
Hep sürüngen, hep kirli ve hep sefil insanlık… Bazen öyle oluyor ki, onlara acımak aklıma bile gelmiyor.
Bana özgü bir soluma, bir sevip kucaklama biçimidir bu.
Ama onunla yönlenmişim, onunla mıknatıslanmışım. Mıknatıslanma da bir sevgidir, gönülsüz birliktelik gibi…
İtiraf edeyim ki, ben öyle kişioğlunun yazgısı üzerinde düşünmekle geçirmem gecelerimi, ama bana öyle gelmiştir ki, insanlar ikiye ayrılıyor: Yaşamın eti kanı olanlar, bir de yaşamın düzeni, işleyişi olanlar. Birinciler, güler, ağlar ve salgılar. Ötekilerin duruşları, davranışları, bakışları vardır. Bunları bir tek varlıkta toplamak isterseniz, olmaz…
Dinle, şu erkekler nasıl bağırışıp savaşıyorlar, hepsi de birden! Yetmez mi?
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.