Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
karanfil
(16 Haziran 2004) Ayça okulunun kapısından koşarak çıkarken etrafına göz gezdirdi. Tanıdık hiçbir yüz görmemenin verdiği üzüntüyle omuzları çökmüştü. Bugün annesi de babası da onu okuldan almaya gelmemişlerdi. Bu çok sık yaşanan bir durum değildi. Sadece annesinin ve babasının işi olduğu zamanlar olan bir durumdu. Babası muhtemelen daha işten
Mavi Efsun
Bir yalanın duvağına işlenmiş beyazlıktaydı yerde sürünen umdukların. Tatlı tatlı ertelemek vardı. Nasılsa; Güneş doğmaktaydı her sabah, nasılsa sağlamdı uçurumsa da tutundukların... Kırmamak adına yaptıklarını, yağmurlu bir günde yine bir semt esnafının tentesine bıraktığım anda, yağmurun kesildiğini farkettiğim o umarsız anda, umursamadığını
Reklam
Zamanın debisi attırmaz kulaçları Görmezden gelen bakışlar zehirler kimliğimi Yakıp geçen dumanı nasıl da içine çekmez Geçer de etkilenmez insan! Nefesim ağır ve dokunaklı Bedene armağan sahibine yük Birikti cümleler kubbeye sığmayan sayfalar dolu sözcük Ellerimde bir tutam saç teline düğümlü hayal kırıklığı Duyulan bir nefese yakıştırdığım
bütün o çılgınlıklardan sonra ah yazık inanasım gelmiyor, akıllanmışım sanki “o” bende ölmüş ve ben bu yüzden yorgun, suskun ve bomboşum her an sorup duruyorum aynaya kederli neyim artık, neyim gözünde ve aynada görüyorum ki, ah eski benden kalmamış bir gölge bile yol aramıyorum gündüzün şehrine kuşku yok ki bir mezarın derinliklerinde uykudayım cevherim var fakat onu korkudan gönlümün bataklıklarında saklamaktayım gidiyorum… ama sormuyorum kendime yol nerede?… menzil neresi?… amaç nedir? öpücük veriyorum fakat kendimden habersizim bu divane gönlümün tanrısı kimdir? “o” bendeki adam ne olduysa ansızın gözümde başkalaştı, değişti sanki gece, soğuk elleriyle takatsiz ruhumu alıp gitti Furuğ Ferruhzad
Öpücük
her iki gözünde onun günah gülüyordu yüzüne ay ışığı gülüyordu o suskun dudakların geçişinde sığınmasız bir yalaz gülüyordu utangaç ve silik bir istekle dolu bakışları sarhoşluk renginde olmalı gözlerine baktım ve söyledi: aşktan bir ürün almalı bir gölge eğildi diğer gölge üstüne gecenin gizlisine saklandı bir soluk kaydı bir yüze iki dudak ortasından öpüş alazlandı
Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad
bütün o çılgınlıklardan sonra ah yazık inanasım gelmiyor, akıllanmışım sanki “o” bende ölmüş ve ben bu yüzden yorgun, suskun ve bomboşum her an sorup duruyorum aynaya kederli neyim artık, neyim gözünde ve aynada görüyorum ki, ah eski benden kalmamış bir gölge bile yol aramıyorum gündüzün şehrine kuşku yok ki bir mezarın derinliklerinde
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.