Nuh Suresi, 21 - 23. Ayetler:
"Nûh, 'Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve çocuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydular."
"Onlar çok büyük tuzaklar kurdular."
"Dediler ki: 'Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan, Yeğus'tan,
Ruhumun derinliklerinde ulaşamadığım,
Şuurumun ötesinde anlayamadığım
Bir kördüğüm, bir karadelik var içimde:
Bir türlü çözemediğim, dolduramadığım...
Ne yaşama sevinci, ne de ölüm korkusu
Ne zenginlik hevesi, ne de mal-mülk arzusu
Ne ikbâl telâşı, ne de mevki-makam tutkusu
Bir açlık var içimde; bir türlü doyuramadığım...
Bazen, bir ceset gibi hissiz-ruhsuz yaşarım
Bazen de volkan gibi dolar-taşar arzularım
Kimi gün bulut olur, çöker başıma duygularım:
Tufan olur, sel olur bir türlü durduramadığım...
Ne mutlu bir yuvanın sadık, güzel dişisi,
Ne şirin yavruların cıvıl cıvıl neşesi,
Ne de sevda yelleri dağıttı başımdaki bu sisi:
Lâbirente döndü hayatım, çıkışı bulamadığım...
Yetiyormuş yaşadığını bilmek; sevse de, sevmese de
Fark etmezmiş aslında; gelse de, gelmese de
Meğer, vuslat önemli değilmiş sevginin özünde:
Bir hayâl, bir rüya oldu artık uyanamadığım...
RÜVEYDA’YA AĞIT
Ben bir aziz değilim, hele gündüz değilim
Attığı her adımda siyah bir iz bırakan
Bir yanında ürküten bir baldıran gövdesi
Bir yanında kederi özümleyen bir lâle