Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İçim ona nehirlerin denize aktığı gibi akıyordu.
Reklam
Bazen "Se­viyorum seni" diyor, her taraf donanıyordu. Ba­zen "Senin nereni seveceğim! " diyordu. Aynaya bakıyor, bir türlü sevilecek bir yerini bulamıyordu. Haydi içindeki şehirde bütün bayraklar iniyor, bir karartmadır, başlıyordu.
Ova­ya nazır kütüphaneli, çini sobalı, üç tarafı cam kaplı bir odada oturur, sabah sis içindeki ovaya karşı yazı yazardı. Alabildiğine, ufka kadar onun­du.
Bu kurduklarımı hakikat yapmak için insan­ların biraz daha iyi olması yetmez mi?
"Götürüyorum, havadaki bulutu kovama dol­durdum. Götürüyorum. "
Reklam
Bizim köy bu kış gününde bir ilk­ bahar kadar ılık, kokulu, kirlidir. İnsanların elleri büyük ve çatlaktır. Kedilerin her tarafı dişlidir. Dişlerinin arkasında zehir keseleri vardır. Çocuk­lar kıpkırmızıdır.
Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya...Insanların hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya.. Hırsızlık­ların, başkalarının hakkına tecavüz etmelerin bol bol bulunmadığı... Pardon efendim! Bol bol bulun­madığı ne demek? Hiç bulunmadığı bir dünya.
Aya baktı. Omuzuma başını koyar gibi oldu. Yahut bana ay ışığı böyle zannettirdi. Bu ışığa kurban oluverdim.
Baht ile bahtsızlığın çizgisinde olan adam mehtaptaki aşıktır.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.