Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Insan Nasil Hayvanlasir?
Merhabalar,
Size anlatimin cok guclu olduğu bu eserden bahsetmek istiyorum. Bu kitabi okurken olaylarin nedenini cok sorguladım. Surekli neden dedim kendi kendime. Bir nedeni yoktu aslinda yapilanlarin. Canları oyle istemişti. Yaptıklarından vicdan azabi duymuyorlardı. Anlık olarak onlari rahatlatiyor olmasi insan öldurmek gibi canice bir dürtüyü uyandirabiliyordu.
Yazar, insanla hayvan arasindaki farki sayfa 292 'de acikliyor. Vicdan ve utanma duygusunu insaniyetin en buyuk gostergesi olarak almis yazar. Hayvanlasmadaki en büyük etkense kıskançlık. Guclu zayıfı, akilli aptali ustun olan kendinden asagi olani hep bir sekilde ezmiyor mu zaten?
Sadece kitaptaki nerdeyse butun karakterlerin tek bir kadina olan ilgisi garip geldi bana yapabileceğim tek eleştiri bu olabilir.
Ben soluksuz okudum, sizlerin de okumasini isterim. Kitapla ve sevgiyle kalin...
Not: Hayvana hakaret niteliğindeki yerler insani cileden çıkarabiliyor kendinizi karakterlerle kavga ederken bulabilirsiniz.:)
Bir kitapta ne kadar kötü karakter olabilirse o kadar işte..Ahlaki bir çöküş..kemirilen yavaş yavaş ilerleyen,tüm utanma duygularını öldüren ve vicdanını tamamen yok eden manevi kangrene tutulmuş bir roman..her sayfasından kan,ihanet,hırs,kıskançlık,intikam kısacası çürümüş insanlık damlıyordu..
Yakından bakınca herkes biraz kusurludur ve yine herkesin içinde vahşi belki de hayvani bir yan vardır belki de..Zola, biraz da buna değiniyor..Çıkarlar söz konusu olunca yasaların bile susturulabileceği,bazı durumların göründüğü gibi olmadığını, sezgilerin bizi yanlış yerlere götürebileceği,söz konusu insan olunca hiç bir şeyin garantisinin olmayacağının en güzel anlatımıydı bence..
Paris Havre ekspresi,tren hattı çevresinde evli ve mutlu çiftin hikayesiyle başlayan,ortaya dökülen sırlarla bir cinayete sebep olan ve beraberinde getirdiği olaylar zinciri.. temposu hiç düşmeden soluksuz okuyacağınız bir kitap.
Zola'nın okuduğum üçüncü kitabı ve bendeki yeri her kitabında biraz daha büyüyor..Okumayı düşünen herkese keyif dilerim..
Mantık bir köşeye fırlatılıp atılınca ortaya çıkan insanın özellikleri gerçekten de korkunç sonuçlar doğurmaya yetiyor. Hangi çağda olursak olalım ne kadar gelişirsek gelişelim içimizdeki içgüdüleri dizginleyemiyorsak ve aramıza kalın hatlı çizgiler çekemiyorsak vahşilik sınırlarımız da artıyor buna paralel olarak.
Vahşi insan hep ister. Önce azla yetineceğini söyler sonra azı çok yapmak için didinip durur. Daha sonra çoğu elde eder ama yine de gözü doymak bilmez. Hep daha fazlası daha fazlası diyerek bağırıp çağırır. Elde edemedikleri için saldırganlaşır, odağı sadece kendisi olur, çevresine vereceği zararlar gözünün önüne bile gelmez. Çünkü vahşi insan bencildir, kibirlidir, hep ister ve doymak bilmez.
Hayvanlaşan İnsan kitabı, şu üstteki iki paragrafi içine harç ederek bu ana fikri çeşitli kurgusal olaylar içinde bize sunmaya çalışmış. Kurgu olarak biraz Türk dizilerinin kanlı haline benzese de içinde barındırdığı fikirler, tespitler ve eleştiriler kitabın bir başyapıt olarak anılmasına yetiyor.
Roman 19.yüzyılda Paris ve Le Havre arasındaki demiryolu hattında geçen bir suç ve aşk hikayesidir; insanın öldürme içgüdüsünü, kişisel çıkarlarını koruma arzusunu, bağımlılıklarını ve nasıl bir kötülük makinesine dönüşebileceğini anlatır. Zola’nın, eşsiz gözlem gücüyle endüstrileşmenin beraberinde getirdiği kasvetli, yıkıcı ve ilkel arzuları deşifre ettiği bu roman kesinle okunmalıdır.
Destansı bir anlatımla; romanın içinden geçen tren. Sanırım bu cümleyle anlatılabilir. Tren üzerinden insanların kıskançlığını, vahşiliğini, sevgiyi, açgözlülüğünü, intikamdan hırslarıyla nasıl baş edip, edilmediğini muhteşem yansıtmış. Ayrıca Makinist Jacques Lantier baş kahraman üzerinden, ehlileşmeyen hayvanı anlatmanın yanında, bu hayvanın raydan çıkmasının sonuçlarını da görüyoruz. Bunun sonucunda kafada deli sorular; acaba modernleşen hayatta düzeleceğimiz yerine daha da mı hayvanlaşıyoruz? İnsanın içinde bastırılmış duygular sonucu o hayvan ne kadar ileriye gidebilir?
Menfaat uğruna ne kadar ileri gidebiliriz?
"İnsanoğlu sınırları nasıl zorlayabilir,nasıl bilinçsiz ve vicdansızca bir hayvandan daha beter bir duruma düşebilir?"sorusunun karşılığını alacağınız bu kitabı,okumaya davet ediyorum sizi...
İki kitabını da severek okuduğum,natüralist yazar Emile Zola,harika bir eser ortaya koyarak yine şaşırtmadı beni:)
Zola,insan ruhunun derinlerinde barınan hayvani ve bastırılmış duyguları,bitmek bilmeyen arzu ve isteklerini ve bunları nasıl eyleme geçirdiklerini sürükleyici bir biçimde kaleme almış.Çok karakterli olmasının yanı sıra ara ara bize insanlığımızı sorgulatacak,kendimizden tiksindirecek bir kitap yazmış diyebilirim.Hikayemiz,19.yy'da Paris'in bir demiryolu hattında cinayet işlenmesi ile başlıyor.Ardından intihar,keder, aşk, kıskançlık,ego,ihanet ne ararsanız bulabileceğiniz mevzularla devam ediyor.Bu kitaba bir şans verin,okumak için zaman yaratın derim...İyi okumalar:)
Eserde en çok şaşırdığım unsur ahlaken çöken toplumların benzerliğidir. Normal şartlarda Rus edebiyatında gördüğümüz aidiyetsizlik kavramını Zola’da görünce bir hayli şaşırdım. Belki de bu şaşkınlık sadece bana özgüdür bilemiyorum. Eseri psikolojik bir analiz olarak mı ele almak gerekir, bir cinayet romanı olarak mı ele almak gerekiyor karar vermek bir hayli zor bence. Fakat eseri gayet beğendiğimi söylemek istiyorum. İnsanoğlunun bir defa yaptığı her şeyi bir defa da yapacağı konusundaki düşüncelerimi destekleyen bir roman oldu. Aynı zamanda sefalet içerisindeki istisnasız her toplumda ahlakın, adaletin, insanca bir yaşamın mümkün olmadığını görmek adına güzel eser. Umarım toplumsal olaylarımız yazılırken ilerleyen zamanlara böylesi kahredici hikayeler bırakmak zorunda kalmayız. Okuyucularına iyi okumalar.
En beğendim yazarlardan biridir Zola.İlk okuduğum romanıydı.19.yy Paris’inde yaşanan yasak bir aşk romanı.Oldukça etkileyici bir dili olan Natüralizm akımının ilk temsilcilerinden.Okuduktan sonra insanın hayvandan da aşağılık bir yaratık olduğunu hissedeceksiniz.Okuyun tavsiye ederim
rastgele bir inceleme
Cinayet, yavaş yavaş her yerde kendini göstermeye başlayan sanayileşmenin dönen çarkları, trenlerin kara dumanı ve tecavüz, yine cinayet, kıskançlık, kirli siyasiler ve onların çıkarlarını korumak için adalete ihanet edenler, adaletin yerini bulduğunu sananlar, iftiraya uğrayanlar ve bir cinayet daha... Kısacası güzelim dünyamızda sıradan