Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Jay Heinrichs ve kışlıklar
Stratejik ikna kitabından ögrendiğim bazı şeyleri halamda tatbik ettim sonuç... ayrı ayri kuskus eriste salça tarhana olmak üzere totalde 3 kilo fazla kışlık verdi
Alfaaa.
Dinleyicinizin duygusunu değiştirerek, onu argümanınıza karşı daha az savunmalı bir hale getirebilirsiniz.
Reklam
Beni kandırsan dahi, ikna etmiş olmazsın. ARISTOPHANES
Vanity
Kibir cesaretin biraz daha karanlık şeklidir ve erişilemez olmak esrarengizliğe yol açar.
Sayfa 331Kitabı okudu
Özür
Özür dilememek sizin kendinizi kaynar sulara atmanızı gerektirmez.Onun yerine büyük kalmaya,ilgi göstermeye, standartlardan bahsetmeye ve sorunu çözümlemeye çalışın.Bunu başardığınız vakit haber veren ve bir plan yapan ilk kişi siz olun.Geleceğe yönelin ve hayatınıza devam edin.
Sayfa 332Kitabı okudu
"Edilgen Çatı: Olaylar kendiliğinden olmuş gibi davranın."
...Bu teknik (edilgen çatı), duyguları yatıştırmak için işe yarar, çünkü her şeyin sigortacıların "takdiri ilahi" olarak tanımladıkları şekilde olması, konuşmacıyı kurtarır ve diğer aktörleri de ortadan kaldırır. Bu teknik tabii ki, politik bir dolap görevi de görebilir.
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
Seçeneklerin aşırı uçlarda olmaması.(ortada olması)Bu kavram tartışmacı retoriğin temelini oluşturur.Aristoteles'e göre, her sorunun en tatlı noktası aşırı uçların ortasında bulunmaktadır.Erdemli bir asker ne korkaktır ne de gözü kara.İkisinin tam ortasındadır.Kendisini düşmanın üstüne fırlatmayı tercih etmez; bir gün daha savaşabilmek için yaşar. Ama bu arada savaşır.Erdemli kişide milliyetçilikle kiniklik, alkoliklikle yeşilaycılık, işkoliklikle kaytarıcılık, yobazlıkla ateistlik arasındadır.
Sayfa 246Kitabı okudu
Sürekli riskleri öteleyerek geçen bir yaşam sonsuz bir pişmanlıkla sona erer.
Toplumun en büyük rüşvetleri başarılı hatibin ayağının altındadır.Onun ünü karşısında diğer ünlerin hükmü yoktur.Mutlak hükümdar odur. Ralph Waldo Emerson
Gerçek, arkadaşlar arasındaki tartışmalardan çıkar.
Reklam
Ve ethos; kişinin karakterine hitap etme, şeklinde özetlenebilir.
"Pasta yesinler" diyen aslında Marie Antoinette değildir. Bu söylemi ona mal eden, onun düşmanlarıdır. Ama onun berbat ethosu, insanları bu sözlerin ona ait olduğuna inandırmaya yönlendirmişti. Bir argüman; dinleyicinin neye inandığına dayanır, neyin gerçek olduğuna değil.
Sayfa 110Kitabı okudu
Roma'da politik adayların giydiği beyaz togalar, onların saf erdemlerini temsil ederdi; Latince "candidus", beyaz anlamına gelirdi. O yüzden "aday" anlamına gelen "candidate" ve (beyaz şekerden yapılan) "candy"nin kökeni "candid" sözcüğünden gelirdi. Aslında "candid"in anlamı "açık kalplilik" idi. Federalistler o yüzden okurlarına hitap ederlerken sıklıkla "candid" sözcüğünü kullanırlardı.
Tanrı inancından ve ahlak kurallarından bahis açıyor.
Ayrıca, bir kişinin değerlerini değiştirmek onun fikirlerini değiştirmekten daha zordur. Ne de olsa, ebedi gerçeklerin... ebedi olması beklenir. Öyle değil mi?
Gelecekte olgusal gerçek yoktur. Biz Güneş'in dün doğduğunu ve şu anda parlamakta olduğunu biliyoruz ama yarın da doğacağı konusunda sadece bir tahminde bulunabiliriz. O iğrenç "Yarın" şarkısını söylerken, Küçük Yetim Annie ise olguya-dayalı bir argüman yapmıyor, Bir iddiada bulunuyor. Gerçek bir Aristotelesci olan Annie, davasını şöyle itiraf ediyor: "Son kuruşunuza kadar bahse girin Yarın Güneş yine olacak!"
Her nedense bu bana eski bir şakayı hatırlattı;’’Bir ampul takmak için kaç tane psikiyatriste gerek var?’’ Buradaki en can alıcı nokta şudur;Bir kere,ampülün değişmeyi istemesi gerekir.Ne müsriflik!Böyle bir şey kaç yıl sürer ?Yirmi yıllık bir tedavi mi gerekir?Ve ampulün değişmesi gerektiğinde,işini yapması için onun neyi zorlaması gerekir?Bir hatibin buna bulduğu basit çare şudur:Ampulü ikna etmek.Bunun için de üç ikna edici adım atmak gerekir. -Ruh halini değiştirerek başlayın -Fikrini değiştirin -Eyleme geçme arzusuyla doldurun.
159 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.