Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
·
Puan vermedi
Bağdat'ta doğmuştur. Babası mülkiye kaymakamlarından ve Bağdat'ın eski ve bilinen ailelerinden biri olan Alusizadelere mensup Arif Hikmet Bey; annesi ise yine Bağdat'ın ileri gelenlerinden Kahyazadeler'in kızı Sara Hanım'dır. Meşhur tefsir alimi Mahmud el Alusi Ahmet Haşim'in babasının dedesidir.[1] Babasının Arabistan vilâyetlerindeki memuriyetleri sebebiyle düzensiz bir ilkokul tahsili gördü. Aynı sebepten dil olarak da sadece Arapçayı öğrendi. Annesinin ölümü üzerine 12 yaşında babasıyla birlikte İstanbul'a geldi. 1897'de Galatasaray Sultanîsi'ne yatılı olarak verildi. Hâşim'in sanat ve edebiyata ilgisi Galatasaray Sultanîsi'nde başlar. Bilinen ilk manzumesi "Leyâl-i Aşkım" 1901'de "Mecmua-i Edebiyye"de yayınlandı. Bu dönemde Muallim Naci, Abdülhak Hâmid, Tevfik Fikret ve Cenab Şahabeddin'in tesiri altında kaldı. Son sınıfta iken Fransız şiirini ve sembolistleri tanıdı. Bundan sonra kendi şahsiyetini gösterdi ve ilk şiirlerini kitaplarına almadı. 1905 - 1908 yılları arasında yazdığı ve Piyâle kitabına aldığı "Şi'r-i Kamer" serisindeki şiirleri hayal zenginliği, iç ahenkteki kuvvet ve büyük telkin kabiliyeti ile dikkat çekti ve beğenildi. 1909'da kurulan Fecr-i Âtî'ye girdi.
Ahmet Haşim Hayatı, Sanatı ve Seçilmiş Şiirleri
Ahmet Haşim Hayatı, Sanatı ve Seçilmiş ŞiirleriŞerif Hulusi · Bilgi Yayinevi · 19677 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Hasan El Benna
14 Ekim 1906 tarihinde Mısır’ın Buhayre vilâyetine bağlı Mahmûdiye kasabasında doğdu. Babası, el-Fetḥu’r-rabbânî li-tertîbi Müsnedi’l-İmâm Aḥmed b. Ḥanbel eş-Şeybânî adlı eserin müellifi olan ve geçimini saatçilikle sağladığı için Sââtî lakabıyla tanınan Ahmed b. Abdurrahman el-Bennâ’dır. İlk öğrenimini babasından gören Hasan, sekiz yaşında
Hasan El-Benna
Hasan El-BennaAhmet Emin Dağ · İlke Yayıncılık · 2017273 okunma
Reklam
Sûkut...
Makber’in Mukaddimeleri Makber -ki âsâr-ı mevcûdemin en âhiridir- fenâ bulmuş bir vücûdun bekâsı için yapıldı. Makâbirde mündemiç olan meâli-i şi’riyyeden Makber’de bir eser bulunmadığını bilirim. Makber bir feryâd-ı tahassürü şâmildir ki, hiçliğe müstenid olduğu için mütalaasından hâsıl olacak netice de hiçtir; lâkin bence bir şeydir. Evet,