toplumun gün içerisinde hayatında vazgeçemediği ve kaybettiği zaman dağıldığı, topluluğun ihtiyacı ile ilgili her nesne kamu mülkiyetindendir.
Sayfa 87 - Köklü değişimKitabı okudu
"Onlara (Mecusilere) kitap ehline (Yahudi ve Hristiyanlara) davrandığınız gibi davranın." Muvatta, Mâlik rivayet etti
Sayfa 76 - Köklü değişimKitabı okudu
Reklam
Mecusilerden Cizye alma
"Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve sellem, Hecer Mecusilerini İslâm'a çağıran bir mektup yazdı. Onlardan Müslüman olanların İslâmlığı kabul edildi. Müslüman olmayanlara ise kestikleri yenmemek ve kadınları ile de evlenilmemek üzere cizye konuldu." Ebu Ubeyd rivayet etti.
Sayfa 75 - Köklü değişimKitabı okudu
haraç bütün Müslümanların hakkıdır ve ondan, devletin bütün ihtiyaçlarına harcama yapılır. Memur ve askerlerin rızıkları ve maaşları ödenir. Ordu hazırlanır, silahlar donanır, dul ve muhtaçlara harcanır, insanların ihtiyaçları giderilir ve işleri yürütülür. Halife bunda kendi görüşüne ve içtihadına göre, İslâm'a ve Müslümanların hayır ve iyiliğine uygun gördüğü gibi tasarrufta -harcamada- bulunur.
Sayfa 67 - Köklü değişimKitabı okudu
Kuveyt dahil olmak üzere tüm Irak toprakları, İran, Hindis- tan, Pakistan, Afganistan, Türkistan, Buhara, Semerkand, Şam toprakları (Suriye, Lübnan, Ürdün), Türkiye, Mısır, Sudan ve Kuzey Afrika topraklarının tamamı harac toprakları sayılır. Çünkü bu toprakların tamamı savaş yolu ile fethedilmiş topraklardır. Dolayısıyla Müslüman olsun kâfir olsun bu topraklarda yaşayan insanların harac ödemeleri gerekir. Bu topraklarda yaşayan Müslümanlar arazilerinde zekât verilmesi farz olan ürünleri üretiyorlarsa ve haracın ödenmesinden sonra geri kalan kısım da zekât nisabını dolduruyorsa ayrıca öşür ödemeleri gerekir. Ancak, Müslüman olanlar, ellerindeki toprakların öşri arazi olduğunu vesikalarla ispatlayabildikleri zaman harac ödemekten muaf tutulurlar. Zekât olarak sadece arazinin öşrünü öderler.
Sayfa 61 - Köklü değişimKitabı okudu
Haraç ve Öşür özellikleri ve farkı
Harac, fethedildiğinde käfirlerin mülkü altında bulunan ve güç kullanmak suretiyle alınan toprağa ilk etapta konulan şeydir. Eğer toprak kâfirlerin elinde kalmaya devam ediyorsa ekilsin ya da ekilmesin ona harac gerekir, o araziye öşür olmaz. Çünkü öşür zekâttir, kâfirler de zekât veren sınıftan değildir. İslâm'a girecek olmaları veya araziyi bir Müslüman'a satmaları hâlinde de harac düşmez. Çünkü o arazi savaşla fetholunmuş olmasından dolayı bütün zamanlar boyunca haraci arazi olma özelliğini korur ve sahiplerinin haracla beraber öşür de vermeleri gerekir. Ayetlere ve hadislere göre harac, toprağa vacip olan bir hak iken öşür ise Müslüman'ın sahip olduğu toprağın ürününe vacip olan bir hak olup bu iki hak birbirini ortadan kaldırmaz. Çünkü her ikisi de farklı sebeplerle farz kılınmıştır. Tıpkı bir ihramlının Harem-i Şerif dahilinde sahibi bulunan bir hayvanı avlaması durumunda sahihine hayvanın kıymetini ödemesi gerektiği gibi.
Sayfa 60 - Köklü değişimKitabı okudu
Reklam
Geri13
38 öğeden 31 ile 38 arasındakiler gösteriliyor.