Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir varlığın kurgusal olup olmadığını nasıl bilebilirsiniz? Oldukça basittir aslında; "Acı çekiyor mu?" diye sorun yeter. İnsanlar Zeus'un tapınaklarını yaktığında Zeus acı çekmez. Euro değer kaybettiğinde Euro kederlenmez. Bankalar battığında banka mağdur olmaz. Bir devlet savaşta kaybettiğinde devlet ıstırap çekmez, bankalar ve devletler metafordan ibarettir. Fakat savaşta yaralanan bir askerin acısı gerçektir. Yiyecek tek lokması olmayan yoksul bir köylü gerçekten eziyet çeker. Annesinden ayrılan yeni doğmuş bir buzağı gerçekten ıstırap duyar. Gerçeklik budur.
Sayfa 186 - KolektifKitabı okuyor
Microsoft'un şefi Brad Smith: Katil robotların gelişi durdurulamaz.
Bu konudaki gelişmeler oldukça can sıkıcı boyutta. Mesela Harari, Homo Deus kitabında, yapay zekâları ile öğrenen robotların kendi kararlarını vereceği bir sürece gittiğimizi söylüyor. Bu şu demek oluyor: Bir robot bir insanı öldürdüğünde ne yapımcısı ne yazılımcısı ne de o robotu kullanan sahibi sorumlu tutulamaz. Çünkü onun kendi yapay zekâsı var. En fazla robotun fişi çekilir. Dolayısı ile öldürülen öldürüldüğü ile kalır.
Sayfa 21
Reklam
Devrim için kalabalıklar asla yetmez. Devrimler çoğu zaman büyük kitlelerle deği, olayları ateşleyen küçük gruplarla başlar. Devrim için, “Kaç kişi bizi destekler?” diye değil, “Destekleyenler ne kadar etkin işbirliği yapabilir?” diye sormanız gerekir.
Laboratuvardaki saatli bomba
18. yüzyılda Homo sapiens zihnimizin iç işleyişine aklımızın ermeyeceği gizemli bir kara kutu gibiydi. Araştırmacılar birini bıçaklayarak öldüren birinin cinayet işleme nedenine yoğunlaştıklarında, "Çünkü bunu kendisi tercih etti. Özgür iradesiyle cinayet işledi ve bu yüzden suçunun tam sorumluluğunu almak durumunda," sonucuna varabiliyorlardı ve bu genel kabul gören bir akıl yürütmeydi. Geçtiğimiz yüzyılda bilim insanları Sapiens'in kara kutusunun kapağına araladı ve orada ne ruh, ne özgür irade, ne de "benlik" bulamadı, aynı fiziksel ve kimyasal yasalara tabii genler, hormonlar ve nöronlar gerçekten geri kalanına hükmediyordu. Bugün bilim insanları birine bıçaklayarak öldüren birinin cinayet işleme nedeni üzerinde düşündüklerinde, "Çünkü bunu kendi tercih etti," cevabı hiç tatmin etmiyor. Genetik ve beyin araştırmaları çok daha detaylı yanıtlar verebiliyor: "Beyinde belirli bir genetik yapıyla şekillenen şu ve bu elektrokimyasal süreçlerin, evrimsel baskılarla birleşen çeşitli mutasyonları yansıtması nedeniyle cinayeti işledi." Cinayetle sonuçlanan elektrokimyasal beyin süreçleri deterministik ya da raslantısal olabilir veya her ikisinin bileşimi şeklinde gerçekleşir ama asla özgürce ortaya çıkmaz. Bir nöron elektrik yüküyle ateşlendiğinde bu dışarıdan gelen bir uyarıya karşı deterministik bir tepkiden de kaynaklanabilir, radyoaktif atomların bozulumu gibi raslantısalda olabilir.
Sayfa 294Kitabı okudu
Kurgu kötü değil, hayati bir olgudur. Para, devlet ya da şirket gibi ortaklaşa kabul ettiğimiz hikayeler olmadan hiçbir karmaşık insan toplumu işleyemez. Uydurduğumuz kurallara inanmadan futbol oynayamayız. Piyasalardan ya da mahkemelerden, benzer uydurma hikayelere inanmadan yararlanamayız. Ancak bu hikayeler sadece araçlardır. Hedeflerimiz ya da değerlerimiz hâline gelmemelidir. Sadece kurgu olduklarını unuttuğumuz anda gerçeklikle bağımızı kaybederiz. "Şirket için çok para kazanmak" ya da "ulusal değerlerimizi korumak" gibi çatışmaların içine düşeriz. Şirket, para ve ulus sadece hayalimizde var olabilir. Hepsini kendimize hizmet etmek için yaratmışken, neden onlar uğruna kendi hayatlarımızı feda edelim? 21. yüzyılda geçmişte görülmediği kadar güçlü kurgular ve totaliter dinler yaratacağız. Biyoteknoloji ve bilgisayar algoritmalarının yardımıyla bu dinler dakika dakika varlığımızı kontrol etmekle kalmayacak; bedenlerimizi, beyinlerimizi ve zihinlerimizi de şekillendirecek, cennetler ve cehennemlerden oluşan bütünlüklü sanal dünyalar yaratacaklar. Kurguyu gerçekten, dini de bilimden ayırmayı başarmak hiç olmadığı kadar zor ve hayati olacak.
"Yapacağım şey konusunda yalnızca kendimi dinlemeliyim: İyi olduğunu hissettiğim her şey iyidir, kötü olduğunu hissettiğim her şey kötüdür."
Reklam
Aslında bakarsanız dünyada üç tür kaynak bulunur: Hammadde, enerji ve bilgi. Hammadde ve enerji tükenebilir, elinizdekiler kullanıldıkça azalacaktır. Bilgiyse aksine büyüyen bir kaynaktır, ne kadar kullanırsanız elinizdeki o kadar artar.
Dünya artık insanın yönettiği tek kişilik bir gösteri.
Memeliler sadece yemekle yaşayamaz, duygusal bağlara da ihtiyaç duyarlar.
Asteroitlerden korkmak yerine kendimizden korkmalıyız.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.