Sonuç olarak toplumlar, her bir kazancın bir başkası için kayıp veya yüke dönüştüğü, gerçek tatminin ise her ikisinden de esirgendiği, yekpare dağıtım sistemleriyle devasa nitelikte elde var sıfır oyunlarına dönüştürülmüştür.
Günümüz endüstri toplumu, hayatı eşyalar çevresinde düzenlemekte. Pazar yoğunluklu toplumlarımız maddi ilerlemeyi, üretilen eşyaların miktar ve çeşitliliğindeki artışla ölçmektedir.
Özel bir zorluğa maruz kalmamış, çok iyi motive olmuş bir öğrenci, öğrenmek istediği şeyleri nasıl yapması gerektiğini gösterebilecek bir kişiden elde edeceğinden daha fazla bir yardıma ihtiyaç duymaz.
Gençlerin rüştlerini ispat etmelerine izin verilmelidir ki, böylece sahip oldukları bilgileri ve gerçeğe erişme yolundaki yeteneklerini halka dayalı hükümetin hizmetinde çalışmak için kullanabilsinler.