"Maraş'ın kurtuluş bayramı gerçekten görülecek şeydir. Bu resmî hiçbir tarafı olmayan bir şehir günüdür. İnsan Maraş'ta bu bayramı seyrederken kendisini kadîm çağlarda, tanrıların insanoğlu ile beraber bir sofrada oturdukları, yiyip içtikleri günlerin canlı hatırası içinde sanır."
Şiirde ve fikirde ilk ve galiba yüzünü gördüğüm son hocam Yahya Kemal oldu. Haşim'i daha evvel okumuş ve sevmiştim. Bu iki şair bana kendilerinden evvelkileri unutturdular.
hatırladığım zamanlar içimde her şey altüst oluyor, kendimi batmak üzere olan bir gemi gibi hissediyordum. her şey çatırdıyordu ve ben duyuyordum, biliyordum.
Aradaki günleri nasıl geçirdim? Hep seni mi düşündüm ? Hayır , bazı anlar oldu ki düşünmek şöyle dursun , gözlerimi kapadığım zaman çehreni bile göremiyordum . Fakat hatırladığım zamanlar içimde her şey alt üst oluyor, batmak üzere bir gemi gibi hissediyordum. Her şey çatırdıyordu. Ve ben bunu duyuyordum, biliyordum . Asıl garibi bütün bunlardan hiçbir surette sana bahsetmeyeceğimdir. Bu komediyi sonuna kadar oynayacağız. Sen tali ‘ ne gideceksin ben tali’ ne … Tek iyiliği de bu . Fakat niçin olmasın? Niçin on beş, yirmi sene evvel yaptığımı bugün yapamayayım? Niçin geri kalan , senin için ve seninle geçmesin? Niçin etrafım benim üzerimde bu kadar ağır basıyor?