Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yavuz Selim'in annesi Gülbahar Sultan Türbesi...
Deniz kenarındaki kalede üç beş Osmanlı topu, tunçtan kalın namlularıyla uzanmış duruyor. Ruslar burada üç beş sahil topu bırakmışlar, onların da kamalarını almışlar. Bu tahribat mezarlıklar ortasındaki tarihi türbelere kadar uzanmış. Bu türbelerden biri de Gülbahar Sultan Türbesi. Gülbahar Sultan, Yavuz Sultan Selim'in annesidir. Şehzade Selim, babası vüzerâ elinde oyuncak olduğu zaman, burada valilik yapıyordu. Komenos'ların çiçekli beldesi, ince görünüşlü yeşil tepeleri, soğuksu mesiresi mavi deniziyle Yavuz'un şair ruhunda ilhamlar yaratmıştı. Oğlu Sultan Süleyman da [Kanuni] Osmanlı tahtına oturduktan sonra, annesini [Hafsâ Sultan) Trabzon'a göndermiş, Trabzon'un nüfus sayımım yaptırmış, Batum sancağını Trabzon'a ilhak eylemişti Yavuzun zevcesi [eşi] bu güzel şehri çok sevdiği için, oğlunun padişahlığı zamanında bile Trabzon'da yaşamayı tercih etmişti. Annesi Gülbahar Sultan, Birinci Selim'in tahta çıkışından 7 sene önce Trabzon'da ölmüş, İmaret Camiinin koyu servileri arasına gömülmüştü.Türbenin duvarları zarif süslemelerle işlenmiş. Üst kısmına bir baştan öbür başa kadar "Allah Lailâhe İllâhu" yazılmış. Türbe tamir olundukça badana edilmiş, nefis çiçeklerin üstü bu şekilde kapatılmış. Son tahribattan bu türbe de nasibini almış. Türbenin pencereleri, mihrap mahalli tamamen parçalanmış. Duvarları kurşunla delinmiş. Pencerelerin tel kafesleri kaldırılmış. Avizelerin ve kandillerin çıplak zincirleri hazin bir şekilde sallanıyor. HATTA MEZARDA BİR DEFİNE SAKLI SANMIŞLAR. YAVUZ'UN MUHTEREM ANNESİNİN MEZARINI BİLE ALT ÜST ETMEKDEN DE GERİ DURMAMIŞLAR.
Abdülkadir Özcan
“Osmanlı padişahları normalde taç giymezdi ama ilk ve son defa Kanuni Sultan Süleyman için Pargalı İbrahim Paşa Venedik’te 115 bin altın değerinde olduğu sanılan çok büyük bir taç yaptırmıştı.”
Sayfa 154 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Varayım kūyuña göster gün yüzüñ Çünki sendendür kula itmek ṣala
Umaram her bir aduñ başka şefā‘at eyleye Aḥmed ü Maḥmūd Ebū’l-Ḳāsım Muḥammed Muṣṭafā
Her ġazel kim söyledüm cānā hikāyetdür saña Ḳıṣṣa-i derd-i derūnumdan şikāyetdür saña
Reklam
Ḳāmetüñ her dem ḳıyāmetdür baña Bilmezem kim bu ne ḥāletdür baña Gāh cevr ider gözüñ gāhī kaşuñ Çün ire sehm sa‘ādetdür baña
Yārsuz yazı vü tag u bāġ zindāndur baña Ġayra ger cennet gelürse beytü’l-aḥzāndur baña Gīceler eflākde sūzān olan encüm degül Taña kalmışdur gök ehli çeşmi ḥayrāndur baña Derde dermān ola ġayruñdan ḳabūl itmez göñül Her ne derd ki gelse senden ‘ayn-ı dermāndur baña Firḳatiyle gīce gündüz teşnedür cān u göñül Gel benüm şāḥum viṣālüñ şerbetin kandur baña Yār ilinden ayrı düşmek hey ne müşkil derd olur İy Muḥibbī aña nisbet ölmek āsāndur baña
Başta Yavuz (Sultan) Selim ve Kanuni (Sultan) Süleyman olmak üzere birçok padişahlar devrinde Türkler hristiyanlara harpte itidal ve zaferde mülayemet göstermeyi öğretmişlerdir. 1526'da 200.000 kişi ekilmiş tarlalara ayak basmadan ve bir tek ot koparmadan yaya olarak imparatorluğu bir baştan öbür başa katetmiştir. (J. Michelet Historie de France, Süleyman Avrupa'yı kurtarıyor bölümünden).
Sayfa 102 - Yağmur YayınlarıKitabı okuyor
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.