"Bak ıvanço, ya tavşana bir kelek verirsin ya da şu üstünde durduğun tek bacağını keserim."
Bir tilki, "Kim ağlattı bu tarlayı böyle?" diye sordu. Hendeğin kıyısına dayadığı kırık bir aynanın önünde diz çökmüş, böğürtlenle dudaklarını boyuyordu.
Armut ağacı da onunla birlikte ağlıyordu. Yaprakları sırılsıklam olmuştu.
Korkuluk, "Dur!" diye bağırdı.
Tavşancık olduğu yerde dondu kaldı.
"Nereye böyle?"
"Bir kelek arıyorum."
"Anneme götüreceğim. Hasta, şu fındık ormanında yatıyor.
Bostan korkuluğu
Biraz ilerdeki fındık ormanında parlak tüylü küçük bir tavşan çıktı. Korkuluğu görünce ödü patladı.
"Bu da bir şey mi, büyüyünce balina yakalayacağım!" dedi Nune.