Yetiş ey keştibânım büsbütün deryada yangın var
Değil derya yalınız cümle hep sahrada yangın var
Açıldı bağ-ı vahdet gülleri mest oldu bülbüller Zemîn ü âsumân dünyâ ve mâfîhâda yangın var
Erişti nev-bahâr vakti figâna başladı bülbül Değil bülbül yalınız ol gül-i ranâda yangın var
Kaşınla kirpiğin zülfün beni mest etti ey dilber Değil mestane gözler kâmet-i zîbâda yangın var
Muhabbetden yarattı Ol Habîb´i Hazret-i
Mennân
Değil kim Ol Muhammed
Hazret-i Mevla´da yangın var
Hitab-ı "kün fekân" erdi zuhura geldi akl-ı küll Felekler gulgule düştü kamu esmada yangın
Hitab-ı "kün fekân" erdi zuhura geldi akl-ı küll Felekler gulgule düştü kamu esmada yangın var
Zemîne indi me´vâdan nice yıllar döküp kan yaş
Yalınız ağlayan Âdem değil Havva'da yangın var
Nice yıl hasret-i hicran oduyla yaktı Kenan'ı
Yanan Yakub değil gör Yûsuf u Zelha'da
yangın var
Cihan halk olalı göster bana âsûde ahvâlin Ki yok bir istirahat esfel ü âlâda yangın var
Erişti Sâmî-yi Sultân beraber dilber-i rûhân Değil yalınız Erzincan Yemen San'a'da yangın var
Bilinmez Salih'in rengi çalınır tabli gülbangi Kurulmuş Kerbelâ cengi yaman gavgâda yangın var