Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mutsuz insanların kentte yaşamaları daha iyidir. İnsan kentte yüz yıl yaşar da çoktan öldüğünün ve çürüdüğünün farkında bile olmaz. Bunu kendiliğinden anlayacak zamanı yoktur, hep meşguldür.
Çocuklar neşe kaynağıdır, diyorlar. Baştan sona yalan. Bir zamanlar öyleydi, ama artık öyle bir şey yok. Çocuklar eziyetten baş­ka bir şey değildir.
Reklam
Kadını üniversiteye, devlet dairelerine kabul ederek özgür kılıyorlar, ama ona yine bir zevk nesnesi olarak bakıyorlar. (...) Lise ve üniversite bunu değiştiremez. Bu ancak erkeklerin kadınlara ve kadınların kendilerine bakışının değişmesiyle mümkün olabilir.
Kadının köleliği, insanların onu zevk aracı ola­rak kullanmayı istemelerinden ve bunu çok iyi bir şey olarak görmelerinden kaynaklanıyor sadece.
"Ne kadar çok meşgul olursak birbirimize karşı o kadar çok öfkeli olacağımızı ikimiz de hissediyorduk."
"Benim içimde ona karşı en azından korkunç bir nefret sık sık kaynayıp köpürüyordu!Zaman zaman çay dolduruşuna, ayağını sallayışına ya da kaşığı ağzına götürüp çayı gürültüyle içişine bakıyor ve sanki bu yaptığı çok büyük bir suçmuş gibi ondan nefret ediyordum.Bu öfke patlamalarının bende aşk diye adlandırdığımız dönemlerdeki gibi son derece düzenli bir şekilde ortaya çıktığının farkında değildim o sıralar. Aşk dönemi, öfke dönemiydi; enerjik aşk dönemi, uzun bir öfke dönemi, aşkın daha zayıf bir şekilde ortaya çıkması da kısa bir öfke dönemiydi. İkisinin de, aşkın da öfkenin de aynı şekilde en hayvani duygu olduğunu, bu duygunun farklı uçları olduğunu anlamıyorduk o zamanlar.Durumumuzu anlamış olsaydık bu şekilde yaşamak korkunç bir şey olurdu; ama biz bu durumu anlamıyor, görmüyorduk.Yanlış bir yaşam sürdüğü sırada durumunun berbatlığını görmemek amacıyla etrafını bir duman tabakasıyla örebilen insan için bu hem bir kurtuluş yolu, hem de idam kararı demektir.Biz de öyle yapıyorduk. "
Sayfa :6061Kitabı okuyor
Reklam
Çok sevdiğin ama geri döndüremeyeceğin kişiler, her hatırladığında seni tekrar tekrar terk eder
Batan bir gemide gibiydik hep.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
“Oysa biz; birbirinden nefret eden, birbirinin hayatını zehirleyen ve bunu görmemeye çalışan, birbirine prangalanmış iki mahkûmduk.”
Sayfa 61 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kim bilir kaç kez böyle kendimi yedim bitirdim
Sayfa 94 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Mutsuz insanların kentte yaşamaları daha iyidir. İnsan kentte yüz yıl yaşar da çoktan öldüğünün ve çürüdüğünün farkında bile olmaz. Bunu kendiliğinden anlayacak zamanı yoktur, hep meşguldür.
Sayfa 63 - İş Bankası Kültür Yayınları, Çev: Ayşe Hacıhasanoğlu, XlV Baskı, Ağustos 2023, İstanbul.Kitabı okudu
...çocukların ya zevk almanın önünde bir engel, ya talihsiz bir kaza ya da önceden belirlenen sayıda çocuk doğduğunda bir tür zevk olarak görüldüğü toplumumuzda, bu çocuklar, akıllı ve sevgi dolu varlıklar olarak onları ileride bekleyen görevler değil, sadece anne babalarına verebilecekleri zevkler göz önüne alınarak yetiştiriliyor. Dolayısıyla insan yavruları hayvan yavruları gibi yetiştiriliyor. Anne babaların asıl özen gösterdikleri konu, çocuklarını insana yaraşır bir hayata hazırlamak değil, karınlarını daha iyi doyurmak, boylarını uzatmak, temiz, beyaz, tok, güzel çocuklar haline getirmektir.
Sayfa 112
Başından böyle bir şey geçmeyen biri bunu anlayamaz...
Sayfa 108
Ahh yazık
Dünyada dikkate değer tek şeyin aşk olduğunu öğretmişlerdi ona.
Mutsuz insanların kentte yaşamaları daha iyidir. İnsan kentte yüz yıl yaşar da çoktan öldüğünün ve çürüdüğünün farkında bile olmaz. Bunu kendiliğinden anlayacak zamanı yoktur, hep meşguldür. İşler, sosyal ilişkiler, sağlık, çocuklarım hastalıkları, eğitimleri. Kâh birilerini konuk etmek, birilerine gitmek gerekir; kâh filancayı seyretmek, falancayı dinlemek. Ne olsa kentte her an bir, bazen de bir anda iki, üç görmezden gelinemeyecek ünlü kişi vardır. Kâh kendinizin, aileden birilerinin, kâh öğretmenin, yardımcı öğretmenin, dadının hastalıklarının tedavisi gerekir; hayat boş, bomboş işlerle doludur. İşte biz de bu şekilde yaşıyorduk ve birlikte yaşamanın sancısını daha az hissediyorduk. Ayrıca ilk zamanlar yeni bir kente, yeni bir daireye yerleşmek gibi harika bir uğraşımız vardı, bizi oyalayan bir başka şey de kentten köye ve köyden kente gidip gelmelerdi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.