Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dedelerin dedesi bee, en zor zamanlarda yetişir imdadına Mecnun'un.
Oğlun artık eskisi kadar masum değil anne. Demir parmaklıklar ardında geçen bir ömür. Şimdi içeride ayyaşı, kapkaççısı, gaspçısı, hırsızı, uğursuzu, kumarbazıyla yan yana olacağım. İçlerinden biri beni şişler mi lan acaba diye korku dolu gözlerle nezaret­ hanenin açılan kapısına doğru bakarken gönlüme serin sular serpildi. Tanıdık bir yüz vardı karşımda. "Dede? Senin ne işin var burda?"
Koş Yavuz ağbiii kooşşş hahahah
Yüzünde kadın çorabı, kucağında kocaman bir televizyon. E Yavuz Abi bu. "Mecnun, tut bakayım şunu?" "N'apıyım ben bunu ya?" "Çeyizine koyarsın . . . Şunları da sana veriyim yenge. Hayırlı olsun gençler . . . Topuk topuk topuk . . . "
Reklam
"Baharlar gelir, siz ölmüşsünüz dirilmesiz"
Elini tut Mecnun' um, sakın bırakma.
Gözlerimizin ayrılamadığı bir veda anıydı bu. Uzun uzun, renkli renkli baktı gözlerime. Telefonda olsak hadi önce sen kapat derdim ama bu gözlere bakarken nasıl bırakır da gide­rim? Elini mi sıkmalı? Yanağından mı öpmeli? Sarılmalı belki de? En azından elini tutmalı.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.