Tarih bir ses çıkaracak olsaydı, bir çığlık, bir inilti, bir haykırış, bir bağırtı, bir böğürtü, bir homurtu, bir haykırış olurdu bu. Neyse ki, tarih konuşamaz; ağzına tıka basa ölüler, küller, çamur, kan, kemikler tıkıştırılmıştır.
Tarih bir ses çıkaracak olsaydı, bir çığlık, bir inilti, bir haykırış, bir bağırtı,bir böğürtü, bir homurtu, bir haykırış olurdu bu. Neyse ki, tarih
Konuşamaz- ağzına tıka basa ölüler, küller , çamur, kan, kemikler, ölüler tıkıştırılmıştır.
Latin Amerika’nın masalsı anlatıcılarından ama günümüzün bir yazarı Eduardo Berti!
Tıpkı adaşı ve ustası olan Eduardo Galeano gibi! Şaşırtan, heyecanlandıran, doyumsuz tat bırakan mini öyküler, anlatılar...
Gündelik yaşamdan süzülmüş ironi dolu, görünenle gerçeği biraz alt üst eden, hafif ufuk açıcı, anlatılanı sizin hayalinizde devam ettirmenizi istercesine yazılmış metinler!
(Spoil-er bu mu oluyor? Birisi beni uyarsın! :)
Peki bu anlatının ustalarını, yol açıcılarını okumak isterseniz? İşte benden naçizane ilk üç:
- Eduardo Galeano
- John Berger
- Norman Lock
Günümüz Türkçe yazarları arasında da benzer anlatı tarzını benimseyip, iyi örneklerini verenler olmuştur.