Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Reklam
465 syf.
5/10 puan verdi
Sizi de çok zorlamadı mı okurken? Tamam, karakterin ve aşkın evrilmesini adım adım takip edebildik ve bu hoşuma gitti. Ama ben Füsun'un hikayesinin psikolojik devinimini daha çok merak ettim. Bununla ilgili de çok yetersiz bilgi verildiğini düşünüyorum. Orhan Pamuk, Kemal'in aşkını betimleme, hatta yüceltme konusundaki paragraflar ve sayfalar dolusu anlatımın bir kısmının yerine, Füsun'u kitabın sonundaki seçimine götüren sokak ve cadde adlarını, o yolculukta gördüğü manzaraları anlatmayı seçse daha güzel olmayacak mıydı? Aslında tam olarak düşüncem şu: Hikaye güzel, yazarın kalemi kuvvetli. Ama bazı bölümleri okurken, "Ne gerek vardı bunlara?" dedim sık sık. Aynı hikaye, olay örgüsü 400 sayfayla çok daha iyi anlatılabilirdi sanki. Bana hitap etmedi. Kitabın iklimini sevmedim. Hikayenin sonu hoşuma gitti. Ama o sona kadar neler yaşadım, yarım bırakmamak için kendimi ne kadar zorladım, bir ben bilirim.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,7bin okunma
"Bir taşra kasabasında içmeyi seven ama aynı zamanda eğitimli ve kitap kurdu yaşlı bir adam kendini adaletin karşısında bulur 'Sarhoş ve uygunsuz olmakla suçlanıyorsun' der yargıç. 'Bir ceza almamak için herhangi bir nedenin var mı?' 'İnsanın insana karşı insaniyetsizliği binlerce sayısız matem eder. Değilim Poe kadar alçak, Byron kadar günahkar, Keats kadar nankör, Burns kadar ölçüsüz, Shakespeare kadar..' 'Bu kadar yeter' diye araya girer yargıç. 'Doksan gün-ve görevli, bahsettiği isimleri de kaydedin ve gidip bu adamları da tutuklayın. Onlar da bu adam kadar kötü'
Sürekli Çıkar Peşinde Koşanlar;
"Birgün tiyatro menajeri Maxie Doldum'a tiyatrosuna bir adam yaklaşır. 'Size gerçekten benzersiz bir gösteri önerim var. Londra'da fırtına gibi esecek. Tek yapmanız gereken karımın hesabına on bin pound yatırmak, sonra ben tiyatronuzun sahnesinde intihar edeceğim' Afallayan Maxie öneriyi düşünür ve 'Hıımmm ilginç.. Fakat tekrarını nasıl yapacaksınız?'
"Sessiz olmak, cevaplara sahip olmaktır. Sessiz olmak, sorusuz olmak demektir...Ve kök kesilir, o zaman artık yaprak büyümez."
Reklam
"Her çocuk basittir, beyaz bir sayfadır. Sonra ebeveynler o sayfanın üzerine yazmaya başlar: Ne olması gerektiğini. Sonra öğretmenler, rahipler, liderler..... Oysa ki SEN bir varlıksın. Başka biri olmana gerek yok. Basitliğin anlamı budur."
“Bilgi dediğin şey, eğer ödünç alınmışsa, sadece cehaletini örter; seni bilen biri yapmaz.”
“Yazılmamış bir şeyi okuyabilir, söylenmemiş bir şeyi duyabilirsin.”
303 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.