Bu kitabı okuduğumuzda lisede yurtta kalıyorduk. Bir gece yarısı arkadaş kitabın etkisinde kalıp rüya görmüş sanırım. Korkula beni uyandırıp "kalk, kalk Amerika Türkiye'yi işgal etti"diyerek bağırmıştı. Bu da kitapla ilgili böyle bir anı
1987, Ağustos
İçeriden yeni çıkmıştım. Çok değişmişti her şey. Üsküdar, Selimiye, köy içi, kuzguncuk..
Arkadaşlarımın bir çoğu yok artık. Ya çatışma dönemlerinde, ya darbeden sonra ya idam.. Yaşayanların da konuşacak, yaşayacak heyecanı kalmamıştır. Kimi memleketine, kimi yurt dışına, kimi de evlenip, geçmiş hayatını açamamak üzere kapatmıştır.
Dışarıda öfkeli bir fırtına var. Çığlık atarak etraflarında dolanıyor, çadırı yıkacakmış gibi sarsıyor. Her hamlede metal iskelet iyice bükülüyormuş gibi görünüyor ve yüksek sesle inleyerek titriyor. Misafirler korkuyla sinmiş durumda. Bezden kapılar bağlarından kurtulmuş, çadırın girişinde çırpınıp duruyor. Girişi aydınlatan parafinli meşalelerin alevleri kıs kıs gülüyor.
Bu fırtına sanki şahsi bir saldırı. Sanki tüm gazabını onlara saklamış.
İki kitabi (kayıp naaş ve kuruluş) beraber değerlendireceğim. Öncelikle iki kitabın kurgusu da akici ve güzeldi. Ama yazarların ayrılığı iki kitapta da hissedilir bir boşluk oluşturmuş. Kayıp naaşta savaş sahneleri, kurtuluşta istihbarat sahneleri eksik kalmış. Gokhan karakterine yaklaşımda da ciddi fark oluşmuş. Kayıp naaş'ta insan üstü, kurtuluş'ta çok sönük bir karakter olmuş. Bir arada muhteşem olacak kurgu bölünerek kayip vermiş, ne yazık ki. Yine de daha fazla ilgiyi hak ettiğini düşünüyorum, iki kitabın da. Keşke bir yazar bazı şeylerden taviz verebilseydi de devam etselermiş. "Fedakarlık olmadan zafer olmaz." sözü yazarlardan birinin aklına gelse belki de bambaşka bir seri okuyor olurduk. Yine de daha fazla ilgiyi hak ettiğini düşünüyorum, iki kitabın da.
İki kitabi (kayıp naaş ve kuruluş) beraber değerlendireceğim. Öncelikle iki kitabın kurgusu da akici ve güzeldi. Ama yazarların ayrılığı iki kitapta da hissedilir bir boşluk oluşturmuş. Kayıp naaşta savaş sahneleri, kurtuluşta istihbarat sahneleri eksik kalmış. Gokhan karakterine yaklaşımda da ciddi fark oluşmuş. Kayıp naaş da insan üstü, kurtuluş da çok sönük bir karakter olmuş. Bir arada muhteşem olacak kurgu bölünerek kayip vermiş, ne yazık ki. Yine de daha fazla ilgiyi hak ettiğini düşünüyorum, iki kitabın da. Keşke bir yazar bazı şeylerden taviz verebilseydi de devam etselermiş. "Fedakarlık olmadan zafer olmaz." sözü birinin aklına gelse bambaşka bir seri okuyor olurduk. Yine de daha fazla ilgiyi hak ettiğini düşünüyorum, iki kitabın da.
Türkiye imar faaliyetleri için önemli ölçüde kredi bulabilmişti. Japon bankalarının ilgisi özellikle dikkat çekiciydi. Türkiye'nin politik olarak gücünü artırdığını fark ettikleri için Türkiye'ye yatırım yapmaya devam ediyorlardı. Böylesine büyük bir felaketten bile güçlenerek çıkabilmiş bir Türkiye, para kazanmak isteyenler için bulunmaz fırsattı.