Bu kızın başı hiç beladan kurtulmaz mı? Mıknatıs gibi, nerde sorun orada Cat. Kitabın serisi ilerledikçe Bones ve Cat arasındaki didişmeler azalsa da o tatlı sert konuşmalar başka karakterler üzerinden sağlanıyor. Cat'in kelimelerle arası oldukça iyi gülmekten alamıyorum kendimi.Gelelim konusuna buram buram macera kokmasının yanında biraz dram var. Seri ilerledikçe ana ve yan karakterlerin hikayelerine hakim oluyorsunuz. Keyifli okumalar.
Kızıl Meleğin hayatında gizli kalan bi bölümü var. Bu bölüm Paris'te Gregor adında bir vampirle geçmiş, rüya hırsızı olarak bilinen bu vampirin istediği tek birşey vardır karısı Cat. Bones kocası olduğunu iddaa eden adama savaş açacaktır haliyle. Daha ne olabilir derken sevgili yazarımız beni şaşırtıyor. Size yazarın vampirlerinden bahsedeyim. Kalbi nişan alan gümüşle ölen - tabi kafasını da kesmek lazım -, yüzyıllar geçince usta vampir diye anılan, zamanla bazı özel yeteneklere sahip olan ve son olarak da açlık, öfke, kıskançlık etkisinde gözlerinin yeşile dönmesi belirgin özellikleri. Peki yarı vampir olan Cat nasıl bir vampir olurdu? Gerilim ve macera dozunu hiç kısmadan seriye devam ediyor yazarımız. Kitapta belirgin olarak sevdiğim ve bağımlılık yapan Cat'in laf sokmaları ve sivri dili. Keyifli okumalar.
Not: Okuma sırası şu şekildedir;
Mezarla Randevu
Tek Ayağı Mezarda
Mezarın Dibinde
Mezara Mahkum
Kızıl Damla
Sonsuz Karanlık
Mezarın Yüzü
Şimdi Mezar Zamanı
Ateş Laneti
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Kitabı elime aldığımda oldukça dikkatimi çekti sonuçta aşk ve sadizm ne kadar da zor şeyler aynı cümlede bulunmak içi. "Sanki ne bekliyordum? S&M sevecen ve mülayim sözcüklerinin kısaltması değildi ki." (Mezarın Dibinde, Jeaniene Frost) Daha sonra aklıma geldi bu alıntı hatta kitabın sonuna kadar çıkmadı diyebilirim. Kitabı hep bir umutla okudum. Ne umudu sadizm abi?! kamçı, kırbaç, zevk adı altında türlü türlü işkenceler, ciltlerini kızgın demirle dağlamalar, acayip acayip piercingler (piercing denmeyecek kadar çirkindi)... Dedim ki kızım kaç be bu nasıl aşk? Tamamen eşya niteliği taşıyan birşey oldun sen. Kitap boyunca kızdım O'ya kaçsın diye feryat figan etsin bu ne iğrençlik diye. Aşk adı altında yaptıklarına cesaret mi aptallık mı denir bilemem. Keyifli okumalar...
Nedense bu kitap uzun sürdü
Kitabın akıcı olmasından değil kıza sinir olduğumdan çoğu yerde
Öyle bir yer vardı ki özellikle bones hiç olmadığı kadar o kadar fedakarlık yapıyor kız ise kendine aşık olduğunu bilmediği adama oldukça yakınbana ters arkadaş neyse kitap yine güzeldi. Bazı yerleri dışında gıcık olsamda okudum kızın sona doğru hareketleri hoşuma gitti hiç olmadı bunu yaptı dediğim bazı yerleri oldu ama bones tam bir centilmen ayrıca kıskanç halini sevdim
Benim nedir bu kadınlara karşı gıcıklığim ya anlamadigim bundan sonraki kitapta kızın kafası karışıyor mus sanki çok belirliydi
Neyse WLad geldi renklendi serüven
Geçelim dördüncü kitaba