Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna, Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz; Benim kadar titremez hiçbir yiğit oğluna, Hiçbir ana kızına bu kadar düşkün olmaz. Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü, Alnından öz kardeşin öpse ben irkilirim. Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü, Kimlerin rüyâsına girdiğini bilirim. Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünü Daha candan görürüm senden uzaklaşınca. Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü: Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca. Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın, Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git. Bir yarın göçtüğünü, çöktüğünü bir dağın Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!
Gönlünü yorarak bütün bütüne Benzedin sararmış yaban gülüne. Güvenme sana and içtiği güne, Ya bütün sözleri yalansa, Ayşe!
Reklam
Anadolu'da Kurtuluş Savaşı bütün heyecanı ile başlamıştı. İstanbul'dan asker, sivil, genç, yaşlı birçok yurtsever Anadolu’ya kaçıyordu. Bu arada dört Şair arkadaş, Faruk Nafiz, Yusuf Ziya, Nâzım Hikmet ve Vâlâ Nureddin Anadolu’ya geçmeye karar verirler.
Evet, bitmez tükenmez savaşın getirdiği yoksulluk az sonra bu aileyi de etkileyecek, Faruk Nafiz için çetin günler gelecekti.
Biraz sevinmek için bekledim dinsin yaram... Anladım, bana gülmek değil, yaşamak haram...
İstanbul’un kahırlı Mütareke yıllan diyebileceğimiz 1918-1922 döneminde bu şehirde yaşayan edebiyatçıların ünlüleri Kadıköy'e yerleşmiş bulunuyordu. Ahmed Hasım, Faruk Nafiz, Refik Halit, Fahri Celal gibi önceden bu semtte oturanlardan başka, kısa veya uzun bir süre için Kadıköy’e yerleştiğini öğrendiğimiz yazarlar şunlardı: Ömer Seyfeddin, Ahmed Haşini, Yakup Kadri, Yahya Kemal, Halit Fahri, Reşat Nuri, Salih Zeki, Mahmud Yesari, Ali Naci, Haşini Nahid, Cemil Sena. Bunlardan başka Nazım Hikmet, Suat Derviş gibi yeni adlan duyulanlar da bu dönemde Kadıköy’de oturuyorlardı
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.