Kendimize bir nefes alma zamanı vermek zorundayız. Dur düğmesine basarak dijital hamallığın beyaz gürültüsünden imtina edebiliriz. Bir tür itikâf. Böylece hayatın doğal ritmiyle yeniden buluşur ve onda bütün ruhumuzla yaşamayız öğreniriz. Acele etmeyen bir yağmurda ıslanır, acele etmeyen bir güneşte ısınırız. Ekranı kapatmayı başarabildiğimizde, hayatın kapıları ardına kadar açılır. O kapıdan girdiğinde, yürüdüğün her yol sana çıkacaktır.